HALKA RAĞMEN İNATLAŞMAK!!! Amaçları ne?

17 Ekim 2017
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2010 defa okundu.
HALKA RAĞMEN İNATLAŞMAK!!! Amaçları ne?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Parlamenter sistemi hiçe sayarak, müftülerin nikâh kıymasıyla ilgili düzenlenen komisyonda kabul edilen kanun için; AKP milletvekillerine gerekli talimatı verirken, Halka rağmen. “Bu yasa isteseniz de istemeseniz de Meclis’ten geçecek” dedi. Tıpkı  “Yaz saati uygulaması” gibi. Halka rağmen inatlaşmak. Milli Eğitim müfredatında dayatma Din dersleri gibi. Bu ülke nasıl batılaşacak. Nasıl Laik ülke olma koşullarını koruyacaktır.

Öyle enteresan ki; Müftü ve İmamlara işlerine geldiğinde, “Din Adamı”. İşlerine başka türlü geldiğinde “Devlet Memuru” diyeceksiniz. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Hem Laik Hem de Müslüman Olunmaz”… Sözünü de unutmuş değil.

Laiklik terimi dinler arası diyalogu sağlamanın ötesinde  tarafsız devlet yönetim biçimidir. Devlet bir keyfiyet değildir. Devlet yasalarla, kurallarla yönetilir. Aksi olursa anarşi doğar. Halkla inatlaşmak, devlet yönetim biçimi olabilir mi?

Lâiklik; ulusların çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmesinde en büyük etken olmuştur. Dünya tarihi, din kavgalarının kanlı sayfalarıyla doludur. Tarih boyunca, dinin iktidar kavgalarına ve kişisel çıkarlara âlet edildiği yerlerde ve dönemlerde dinlerin ve ulusların bundan zarar gördüğü inkâr edilemez. Bugün bu ülkede Din devlete, devlet dine alet edilmiştir. Geçmişte açıkça bilinen tapınılır hale gelmiş kutsal hükümdarlar, diktatörler, padişahlar, krallar. Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olan halifeler. Lâiklik, Allah’ın sahte vekillerine, din ve mezhep kavgalarına son vermek, dini, vicdanı özgürlüğe kavuşturmak için insanlığın bulduğu bir çare, insancıl ve uygar bir düşüncedir ve asla dinsizlik demek değildir.

Batı medeniyeti Lâiklik içinde kalan ‘din’in huzura kavuşması amaçlamış, aynı çerçeveden bakışla ‘din adamı’ da daha çok bir saygıya kavuştuğu gerçeğidir. İslam dini ve Müslüman din adamı saygı ve huzuru hak etmiyor mu da bu düzen bozulmak isteniyor. İslam’da din adamlığı saygınlığını yalan ve hurafeyle, birleştirerek, baskıcı anlayışın güdümünde iktidarın ikinci kolu ve arka bahçesi olma özellikleriyle yok ettiği gerçeğini bilmeyen var mı? İslam anlayışının çağdaş normlarda kalabilmesine yine en büyük katkıyı “Laik”liğin yapacağı kesindir. Ancak onlar, laikliği Dinsizlik olarak addederek İslam’a en büyük kötülüğü yapıyorlar. Dinde zorlama yoktur kavramını içselleştirmek. Dayatmanın ötesine geçmez.

Lâiklik, din işlerini yürüten kişilerle, dünya işlerini yürüten kişilerin birbirinden tamamen ayrılmasını, devletin din karşısında tarafsız kalmasını ve çeşitli dinlere girmiş olanlar arasında hiçbir ayrım yapılmamasını ve böylece din özgürlüğünün sağlanmasını, buna karşılık dinî otoritenin, esasların ve inançların hiçbir şekilde devlet ve dünya işlerine karıştırılmamasını gerektiren bir ilkedir. Öyleyse. Bunlar neden medeni hukukla uğraşırlar? Neden bu ulusun sosyal hayatını didiklerler ve korku ve endişe rüzgarları estirerek nereye varmak isterler. Bu ülkenin eyvah demesi çok yakın.  Medeni olmayı reddeden bir anlayışın, medeni olan bir anlayış üzerinde söz sahibi olması neye delalettir?

Nikah anlayışını kilise ve cami yaftalaması ile kıyaslayan akıl; öncelikli olarak bu ülke yurttaşlarını batı anlayışında, batı fikrinde batı refahında bir yere taşımalı ki kıyas hakkı doğsun. Batı medeniyeti olarak ‘Papaz, İmam’ kıyası yapmak akıl yoksunluğundan öteye geçmez. Batı medeniyetine taşıma yollarını kapatarak Arap kültürüne yol veren zihniyeti açıkça ortadadır.

Verilen emirle yapılacak oylamayla, hat da AKP payandası MHP destekleriyle bu yasa meclisten bir şekilde geçirilecek, resmi gazetede yayınlanacak. uygulamaya sokulacak. Bu ülke batıdan bir adım daha uzaklaşacak… “Hem Laik Hem de Müslüman Olunmaz”… Ne olunur? Sürümü?

Ben bu anlayışın altında asla iyi niyet beklemiyorum. Zaten olması da mümkün değil… Onlar kelime oyunlarıyla, lafazanlıklarıyla elbette ki çok insanı kandıracaklardır. Türkiye Cumhuriyeti İslam’ı son 15 yılda keşfetmedi. 15 yıl öncesi de Müslüman’dık. Şimdide…   Ha! Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıyla İmamlık mesleğini yürüten, laiklik sentezine bağlı, çağdaş, nitelikli akıl ve irfan sahibi din adamlarımıza asla bir sözüm yok. Onları yazımın başında tensiye ederim. gerçek yol göstericilere elbette ki; saygılıyım.

Bu ülke evlatlarının nikahlarını hangi anlayış kıyacak biliyor musunuz. Rejime ve Atatürk’e söven anlayış. Gelişmişliği… Yada ileri toplum tanımını, halkın sırtından edinilmiş servetlerin lüksü… Sömürünün bir parçası haline gelmiş saray odalarının lüks ve nadide yaşamında görmeyen, yoksulluğu öven, bir görgüsüzlüğün tek perdelik soytarı sahnesine ‘itibar’ diyen anlayışın arka bahçe  bahçıvanları, halkın çocuklarına minberlerden, imam hatipleri önerirken, diğerlerinin çocuklarının neden Amerika ve Avrupa yolundalar kıyasını yapmayanlar, bana, sana; cehennemi gösterip arasatta kalmaya razı edenler kıyacak.

Kadınlarımıza, kızlarımıza başımızın tacıdır diyemeyenler. Onlara her fırsatta hakaret edenler. Kadın üzerinden oluşturduğu din ahlakından dem vuranlar kıyacaklar. Din; kadın mıdır? Sorusunu bnunlara sorun. Kadın; cinsel metadır onların anlayışında. Onlara göre 9 yaşında bir kız çocuk 70 yaşındaki ihtiyarla evlenebilir. 9 yaşındaki kız çocuğu hangi aklın, fikrin anlayışıyla evlendirilebilir, sorusunun cevabı yoktur bunlarda.

Tecavüze uğramış kadının recm cezasıyla öldürülmesi bunlara göre caizdir. Mesela. Tecavüzcüsüyle evlendirmek, tecavüzü övmek değil midir? İmamlar; 5 karı caiz der mesela. Bilime, ahlaka dayalı, Dünyevi bir tek kelime çıkmaz ağızlarından. Beyinleri uçkurla ilintili bir anlayışın ötesinde olmayanlar “Din adına Nikah Memuru olacaklar” kıyafetleri kaftan ve başlarında sarık. Yine kandıracaklar bu milleti. Kadının saçından, kalçasından, giyim kuşamından kendilerini sorumlu addedenler nikah kıyacaklar.

Anlayışlarıyla kadını adamdan saymazlar. Açtıkları imam hatiplere adamdan saymadıkları kız çocuklarıyla doldurmaktaki amaçları sorulduğunda, kem kümden başka cevabı olmayanlar, kadından imam olmayacağını bilenler, kız çocuklarına ‘cariye’ olmanın niteliklerini öğreten müfredatın kalemleri nikah kıyacaklar.

“Açıl kızım. Gelen öpsün, giden yalasın”. Sözleriyle, kokuşmuş düşünceyi açığa vuran, köpürmüş ağızlardan salyalar saçan medeniyet düşmanları nikah kıyacaklar. Hamile kadına hakaret eden, gülen kadına hafif meşrep diyen anlayış resmi nikah kıyacak. Önce kadınlar karşı çıkmalı bu çağdışlığa. Ben insanım diyebilmeli. Senin diline düşecek kadar küçük değilim diyebilmeli.

Erkek 6 yaşındaki kız çocuğu ile evlenilebilir diye fetva veren, tecavüzcüyü hapisten kurtarmak için evlilik yaşını 14 yaşa indirecek kanun taslağı hazırlayan, Annesinin bacağından tahrik olan, aile içi sapıklık olan Ensest ilişkiyi savunan, kız ve erkek çocuklara tecavüz eden ahlaksız anlayışın mimarlarına oğlunuzu, kızınızı nasıl güveneceksiniz! Bu kokuşmuş salyalardan iktidar sahipleri ve gerici, yobaz takımı rahatsız olmuyorlar. Onlar bu kokuşmuşluğa “İfade özgürlüğü” kulpu takıyorlar. Bu anlayışı mideniz götürüyorsa sizin bileceğiniz iş.

İlkokul 2nci sınıf öğrencisi kız çocuğuna, 14 yaşında evlenme öğütleri veren. Aksi halde cehennemde yanacağı tehdidi savuran ders kitaplarının amacı açıkça belli değil mi! Ana sınıfına giden, bedensel temizliğini dahi yapamayacak yaştaki çocukların başını örten, onlara gerdeğe girmeyi, gelin damat olmayı, kadının hizmetkar olduğunu öğütleyen, erkek çocuklarla yemek masalarını dahi ayıran, erkeklere itaatin Allahın emri olduğunu vurgulayanlar kıyacaklar nikahları… Benim bunlara güvenmemem için binlerce nedenim var.

Güvenmek için inanmak gerekir. Bunlara neden güveneyim ki? Hayır demezseniz. Kabullenirsiniz.

 

 

 

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN