İKTİDARIN ‘KANDIRILMA’ AYRICALIĞININ ANATOMİSİ

1 Ekim 2020
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
973 defa okundu.
İKTİDARIN ‘KANDIRILMA’ AYRICALIĞININ ANATOMİSİ

İKTİDARIN ‘KANDIRILMA’ AYRICALIĞININ ANATOMİSİ
FETÖ Türk Tarihinin belki de en büyük ihanet şebekelerinden birisi olup devletimizin ve milletimizin aleyhine olarak bu ihanet şebekesine bilerek ve isteyerek iştirak edenlerin, yardım ve yataklık edenlerin, ucundan bucağından bulaşmış olanların indirim, erteleme gibi hiçbir lehe hükümlerden dahi yararlanmadan yargılanıp en azami cezayı almaları kamu vicdanında vaki bir beklentidir. Ancak bir de ortada bunların bir Amerikan CIA taşeron örgütü olduğunu bilmiyordum, İslami bir cemaat olduğunu zannettiğim için bunlara bulaştım diyen epey bir kalabalık güruhun da olduğu konuşuluyor. Yargı bu savunmalara ne derece inanıyor, bu savunmaya itibar edip gerekli tahkikatı bu yönde yapıyorlar mı, yoksa selam bile vermiş olsalar herkese gözünün yaşına bakmadan cezayı basıp geçiyorlar mı bilemiyorum, o yargının derin ve hususi mevzusu olup bu konular yazımızın konusu değildir. Kamuoyunun nezdinde bu ve benzeri soru ve tereddütleri siyasi figürler üzerinden irdelemek, düşünmek bu yazımızın konusu olacaktır. Mahkeme salonlarında “kandırıldım” şeklinde savunmalara yargı nasıl yaklaşıyor ayrı konu ama siyasal ve sosyal hayatta bilhassa iktidara yakın isimlerin bu beyanlarının itibar gördüğü, hukuki hiçbir tahkikat veya takibatla uğraşmadıklarına ilişkin ciddi iddialar olduğu ve kamuoyunda vicdanları ve adalet duygusunu yaralayan rahatsızlıklar verdiği uzun süredir vatandaşlar arasında tartışılmaktadır.
Cumhur İttifakının diğer ortağı MHP’nin ittifak çatısı altında en çok tartışmaya açtığı, sık sık gündeme getirdiği konu hepimizin bildiği gibi Fetö’nün siyasi ayağının üzerine bir türlü gidilmediği mevzuusudur. MHP’nin gerek Genel Başkan Yardımcıları gerekse milletvekili veya diğer üst düzey siyasi temsilcileri bu hususu sıklıkla kamuoyunda tartışmaya açmakta ve bu konuya bilhassa dikkat çekmeye özen göstermekteler. CHP’nin Fetö’nün siyasi ayağı araştırılsın önergelerinin mecliste sürekli reddedilmesi ise enteresan (!) bir handikaptır. Kamuoyu elbette burada MHP’den Fetö’nün siyasi ayağını araştırılmasını sadece istemekle kalmayıp fiiliyatta da, bilhassa mecliste ciddi adımlar atarak bir şeyler yapmasını beklemektedir. MHP’nin de bu beklentiyi göz ardı etmemesi söylemleri ile eylemlerini eşgüdümlü sergileyerek kamu vicdanındaki beklentiyi tatmin etmesi gerekmektedir.
Fetö’nün sinsice devletin kılcal damarlarına kadar sızması, palazlanıp tehdit olmasındaki en büyük sorumluluk Cumhuriyet tarihimizin bilhassa son kırk yılında en başından beri iktidarda olmuş tüm siyasilerin sorumluluğudur. Hatta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kendilerinin kandırıldığını ancak kendilerinden önce de iktidarların kandırıldığını beyan etmiştir. Birkaç yıl önce Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında Buket Aydın moderatörlüğündeki ‘Seçim Özel’ programında, Demirören Medya Grup Başkanı, Kanal D ve CNN Türk İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan şunları söylemiştir:
“FETÖ’nün bizim zamanımızda büyüdüğü şeyini ben reddetmem. Doğrudur, doğrudur. Bunlar büyük bir ihanet şebekesi içerisindeymiş. Aldatıldık. Taa Erdal İnönü’ye git, Bülent Ecevit’e. Ecevit, İnönü bunların en yakın arkadaşıydı. Erdal İnönü’nün bunların okullarını ziyaret ettiğini iyi bilirim. Onların davetlerine katıldıklarını iyi bilirim. Gelsinler konuşalım. Samimi değiller. Biz yanıldık. Biz bunlara çok inandık. 2004 MGK’sında hedef sadece FETÖ değil tüm terör örgütlerine yönelik bir süreçti. Biz bunun üzerine ısrarla da gittik. Birçok STK’lar da masaya yatırıldı. 2010’dan sonra da ayıklama süreci başladı.”
İktidara yakın olup Fetö’nün büyümesine kendi iddialarınca kandırılarak sebep olduklarını itiraf eden pek çok isim var lakin işte burada enteresan olan ve kamu vicdanını rahatsız eden şey bu isimlerin Fetö soruşturması veya yargılaması geçirmemiş oldukları iddialarıdır.
Eski başbakan yardımcısı şimdi Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi Sayın Bülent Arınç’ın yaptığı ; “Şunu herkesin bilmesi gerekir, ‘Ne kadar da ahmak bir insanmışsın, herkes söylüyordu, herkes bunu söylüyordu, sen itiraz ediyordun’ diyebilir. Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olması o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim, Sayın Cumhurbaşkanımız da Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi” açıklamaları ise tamamen bir ibret vesikası olarak tarihe geçmiştir.
Burada eski Ak Parti Belediye başkanlarının bazılarının Fetö’ye parsel parsel arsa ve imarları peşkeş çektikleri ama hiç yargılanmadıkları ile ilgili kamuoyunda sıkça tartışılan onca iddiaya girmek bile istemiyorum. Bu hususta Sayın Bülent Arınç ile eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in karşılıklı birbirlerini Fetö’ye destek olmakla ilgili suçlama ve kavgaları zaten kamuoyunu uzun süre meşgul etmişti (!)
MHP her zaman en üst düzeyden sıklıkla çağrısını yapıyor. Daha önceleri MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Feti Yıldız, MHP Kırıkkale milletvekili Sayın Halil Öztürk gibi isimlerin bu husustaki yaptığı çağrılara geçtiğimiz günlerde Kanal 42 televizyonunda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Kalaycı da katılarak; ” FETÖ’nün Türkiye’nin kılcal damarlarına kadar girdiğini, bugün bile bazı önemli noktalarda FETÖ’cülerin varlığını duyduklarını” söyleyerek Fetö’nün siyasi ayağının üzerine gidilmesi gerekliliğini vurgulamıştır.
Evet, Cumhur İttifakının “Beka” gerekçesi ile sürdürmekte kararlı gözüken MHP buna rağmen Fetö’nün siyasi ayağı meselesini açıkça ve sıklıkla kamuoyu önünde dile getirmekten çekinmiyor. Ortada Fetö’nün siyasi ayağının üzerine gerektiği şekilde gidilmemesi gibi çok ciddi bir iddia ve buna bağlı örtülü bir kriz var. Üzerine ilk etapta gidilmesi gerektiği kanaati oluşan pek çok isim ise ekranlarda ve basında “kandırıldım” diyerek kendisini “AK”layarak (!) sorumluluktan kurtulduğuna inanmaktalar. Adalet terazisi tıpkı tüm vatandaşlar gibi iktidara yakın siyasi isimler de olsalar, varsa aleyhlerine ciddi şüphe ve deliller, üzerlerine gitmeli gereğini yapmalı, kamu vicdanını tatmin etmelidir. Yoksa adalete olan güvenin gün be gün azaldığını görmek gibi ciddi bir sıkıntı baş gösterebilecektir. Bu konuda Ak Parti hükümetinin harekete geçmemesini, görmezden gelmesini, mecliste şiddetle önergeleri reddetmesini vatandaş bir türlü anlam veremiyor. Umudumuz ve beklentimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın yükselen itirazlara kulak vererek gereken talimatları vererek gerekli tahkikatları Fetö siyasi ayağı iddiaları hakkında başlatması ve böylece hem ittifak ortağı MHP’yi hem de bu hususta beklenti içerisindeki milyonlarca vatandaşımızı memnun etmesidir.

“Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir. “
BLAISE PASCAL

                                                                                Av. Bülent DEMİRBAŞ                                                                                  
                                                           MHP eski İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN