Komşu Komşu Ah Komşu.

26 Ocak 2024
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
4951 defa okundu.
Komşu Komşu Ah Komşu.

Bu gün sizlerle eski komşuluk ilişkilerine gidelim. Gidip bir komşunun zilini bastım. Bekledim. Bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Genç bir kadın açtı kapıyı. Gittiğim evde oturanlar komşum değildi. Sordum. Biz tanımıyoruz; dedi. Döndüm. Bir yere oturup eski komşularımı düşünüp kocaman bir offf çektim.

Benim gençliğimde hangi komşuya gitsem, hangi komşu bize gelse kapı çalmadan açılıp girilir. Nasılsınız, ne yaptınız görünmediniz de merak ettik denirdi. Yemekteysek zorla soframıza oturdurduk. Düğünlerimizi birlikte yapar, düğün yemeklerini birlikte yaparlar. Örneğin bir komşumuzun altı tane oğlu vardı. Her yıl birini evlendirirlerdi. Annem üç gün eve gelemezdi. Düğün yemeklerini bir kaç kişiyle daha yaparlardı. Komşularda bir cenaze olsa komşular sözleşir. Biri kahvaltılarını evinde hazırlar. Büyük sinilerle oraya taşırlar, öğlen, akşamlarını da başka başka komşular götürürler. Radyo en az on beş gün açılmaz. Yüksek sesle gülünmez. Ayıp olur komşunun acısı vardır; diye. Binalar katlı, katlı yapıldı. Dıştan güzel görünüyor ama o evlere daha önceden haber vermeden giremezsiniz. Sanki insanlık bitti gibi. Halbuki komşu annen, baban, kardeşlerinden daha yakın başın zora gelse hemen yakın komşu yetişir. Bunları neden anlattım?

Benim kızım İstanbul’a kovitten çok önce taşındı. Ben de o günden sonra belli aralıklarla kızımın yanına geliyorum. Bir katta üç daire var. Dokuz katlı bir apartman. Yeni taşındığımızda bir Allahın kulu bu gelenler de kimmiş diye sormadılar. Ve kızıma da soruyorum kızım hiç komşun var mı? Diye. Anne asansörde merhaba, günaydın diyoruz. Ben de komşusuz yapamıyorum. Komşu nasılsınız? Buyurun gelin bir kahve içelim. Bir sıkıntınız varsa gidermeye çalışalım. İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar.

Geçenler de kapının zili çaldı. Bir komşu elinde bi tabağa dört dilim kek koyup getirmiş. Komşu geldi diye çok sevindim. Buyurun bir kahve çay içelim dedim. Şimdi işim var başka zaman dedi. Ben ertesi günü puaça yapıp komşunun tabağını vermek için kapısını çaldım.tekrar çaldım. Genç bir hanım açtı. Bir şey mi diyecektiniz dedi. Tabağınızı getirdim, dedim. Kadın abla kapıya gel dedi. Bi zahmet kapıya geldi. Teşekkür ederim. Kekiniz çok güzel olmuş, elinize sağlık dedim. Tabağınızı getirdim. O tabak sizin diye getirdim. Dedi. Yok hayır bizim böyle tabağımız yok dedim. Çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. O tabağın kimin olduğunu bile bilmiyor. Kapıda konuşuyoruz; içeri Buyurun diyemiyor.

Çok şaşırdım bu tabakla kim ne getirmişse sahibi yok. Zavallı tabak ara yerde kaldı.

Komşucuğum dedim. Tabak sizin olmasa da biz komşuyuz. Bize istediğiniz zaman gelebilirsiniz. Atalar ne demiş? Komşu, komşunun külüne muhtaç; demiş. Cevap vermedi. Ben de iyi günler deyip eve geldim. Acaba benden mi kaynaklanıyor diye bakıyorum. Kimse kimseye gitmiyor. İyi ki kızımın bankadan arkadaşları var. Yoksa komşusuz olmaz.

Biz nasıl bu hale geldik diye üzüldüm.

Hani Türkiye eski Türkiye değil diyorlar ya. Evler kat kat, süslü, güzel oldu ama içlerinde insanlık öldü.

Bize insanlarımızı geri verin, o katlı katlı binalar sizin olsun. Bize komşu lazım. Doğumda, hastalıkta, sağlıkta, ölümde, her zaman. “Komşu komşunun külüne muhtaç.”

Sağlık dileklerimle, saygı, selam, ve sevgilerimle size ve tüm komşularımıza. Mutlu yıllar.

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN