Türk Dünyası Topluluğu Başkanı Mustafa ALTINTAŞ; 29 EKİM

29 Ekim 2018
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2489 defa okundu.
Türk Dünyası Topluluğu Başkanı Mustafa ALTINTAŞ; 29 EKİM

Türk Dünyası Topluluğu Başkanı

Mustafa ALTINTAŞ

29 EKİM

Bugün tesadüfen bir okulun yanından geçerken öğrencilerin, okulun bahçesinde bazı dizeler söylediğine şahit oldum. Bu dizeler andımızın dizeleriydi. Müzik öğretmenleri bir ritim eşliğinde öğrencilerine andımızı şiirsel bir şekilde okutturup prova yaptırıyordu. İçimden düşündüm. Belki de yaklaşmakta olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda öğrencilerimiz bir gösteri düzenleyecek ve bu hazırladıkları müzik gösterisini gururla sunacaklar diye. Bu düşünceleri içimden geçirirken bile sevinçle doldum. Çünkü o çocukları bu ülkenin geleceği ve bu bilinçle yetişecekler. O bilinci ve ruhu, o öğrencilerin içine koymayı başaran öğretmenlerimize sonsuz teşekkür ediyorum. Öğrencilerimiz, Cumhuriyet Bayramı gösterilerinde söyleyemeseler bile canları sağ olsun.

Bu haftaki yazıma böyle bir giriş yapmak istedim. Çünkü gündemimizde andımızın okullarda okutulup okutulmayacağı konusu var. Bu konuyu ele alırken Danıştay’ın kararının yerinde olduğuna vurgu yapmıştım. Şimdi ise diğer bir taraftan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geliyor. Benim yaşımda olanlar veya benden büyük olanlar hatırlar mı bilmiyorum ama eskiden bu milli bayramların yaklaşması, bizim için okulun tatil olmasından ziyade heyecan oluşturan bir ritüeldi. Şimdilerde bu böyle değildir belki de. Veya başkentten farklı bir yerde resmi tören yapılmazdı. Bazı şeyler zamanla değişiyor…

29 Ekim’in bizim için önemi oldukça büyüktür. Çünkü bundan tam 95 yıl önce bu ülke düşman işgalinden kurtuldu ve bağımsızlığını ilan etti. Biz Türkler böyle bağımsızlık günlerine önem veren milletlerdeniz. Genlerimizde mi var yoksa yaşadığımız kültürden mi ileri geliyor bilmiyorum ama bu milletin hamurunda, mayasında cesaret vardır. Neredeyse bir asra yakın bir zaman önce düşmanı defeden ruh bugün yine aynı şekilde ecdaddan toruna devam etmektedir. Türk milleti var olduğu günden beri esareti kabul etmemiş, bağımsızlığa aşık olmuş bir millettir! Ve bu necip millet ebediyen bu aşkını sürdürecektir.

Aslında bizim böyle değerlere önem vermemizin yanı sıra önem verdiğimiz konuların derinliğine ne kadar indiğimizi sorgulamamız gerekir. Acaba bundan 95 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları nu ülkeyi bir savaşın içinden çıkarırken veya daha sonra savaştan çıkmış bir millet ne kadar gelişebilirse o kadar gelişmesine yardımcı olurken günümüzde bu konuları ele alarak düşünen kaç tane gencimiz veya kaç tane yetişkin diyebileceğimiz insan vardır? Toplum olarak cesaretli, gözü kara, veya bir çok güçlü sayılabilecek sıfatlara sahip olabiliriz. Fakat şu da bir gerçektir ki gelişen ve değişen dünyada Türkiye’nin yerinin şu anki olduğu konumdan daha üst seviyelerde olması gerekir. Eğer Cumhuriyet’e sahip çıkmak istiyorsak önce örnek almamız gereken şey çalışkan olmayı öğrenmektir. Olaylara olumsuz taraftan bakmak adına söylemiyorum ama toplumumuzda genel olarak bir bencillik hakim olmaya başlamış durumda. Bunu her platformda görebiliyoruz. Asıl mesele insanların bilinci kendinin kazanması ve etrafındakilere de yaymasıdır. Devlet birilerinin tekelinde değil, Türk milletinin elinde olmalıdır. Cumhuriyet demek kendi kendini yönetebilmek demektir. O yüzden Cumhuriyet veya millet veya vatan kavramlarını sadece şaşalı törenlerde aklına getirmek yerine vicdanına kazımak, aklında tutmak ve yaşatmak her Türkiye Cumhuriyeti mensubunun boynunun borcudur.

Sözlerime son verirken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu vatan için canını ortaya koyan şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Bu vatan için bir iğne ucu kadar da olsa yardımı dokunmuş herkese minnetlerimi sunuyorum. Bu vatan hepimizindir ve sonsuza dek bizim kalacaktır!

 

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN