KIRMIZI ET ALARMDA

15 Mart 2016
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
385 defa okundu.
KIRMIZI ET ALARMDA

DSC_4908               Küçükbaş hayvanlar, yetersiz bakım-besleme koşullarına dayanıklı, diğer çiftlik hayvanları tarafından değerlendirilemeyen selülozca zengin kaba yemleri kıymetli hayvansal protein kaynaklarına dönüştürebilen, yılın her döneminde meraya çıkarılabilen, et, süt, kıl, deri, tiftik, yapağı, gübre ve barsak gibi çok çeşitli ürün elde edilebilen hayvanlardır. Yani Ucuz ve kolay ulaşılabilir hayvansal protein üretimine olanak sağlaması ve endüstri için gerekli hammadde temini bakımından da oldukça önemlidir.

Türkiye,  yaklaşık 42 milyon baş olmak üzere çok önemli bir küçükbaş hayvan varlığına sahiptir. Nitekim toplam kırmızı et üretiminin yaklaşık %17’si, toplam süt üretiminin ise yaklaşık %8’i küçükbaş hayvanlardan elde edilmektedir. Kırşehir genelinde ise merkez ve altı ilçesi olmak üzere Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliğine kayıtlı yaklaşık 142.000 baş küçükbaş hayvan mevcuttur ve çok büyük bir kısmını Akkaraman koyunu oluşturmaktadır. Diğer taraftan yaklaşık 11000 başı bulan keçi varlığının da çok büyük bir kısmını Kıl keçisi oluşturmaktadır. Kırşehir’de mevcut işletme yapısı büyük oranda yarı entansif, yanı sıra ekstansif bir yapı göstermektedir. Ayrıca entansif üretim yapan bir tane entegre işletme bulunmakta ve bölgeye önemli bir katma değer sağlamaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Kırşehir İli Damızlık Koyun ve Keçi yetiştiricileri Birliğinin birlikte yürüttükleri, devam etmekte olan bir proje ile ildeki küçükbaş hayvan popülasyonunun çok büyük bir kısmını oluşturan Akkaraman koyunlarının halk elinde ıslahı için gerekli çalışmalar devam etmektedir.

Yapısı gereği küçükbaş hayvancılık meraya dayalı bir üretim gerektirir. Özellikle Kırşehir gibi yetersiz mera yapısına sahip coğrafyalarda, meradan en iyi şekilde faydalanabilen ve değerlendiren, yılın her döneminde meraya çıkabilen küçükbaş hayvanlar önemli bir potansiyel olarak değerlendirilmelidir. İlde mevcut küçükbaş işletmeleri de en az yılın 8 ayı meradan faydalanmaktadırlar. Ancak erken otlatma, aşırı otlatma gibi sebeplerden meraların fakirleşmesi ve kirlenmesinin önüne geçilmesi gerekmekle birlikte meraların amaç dışı kullanımının da engellenmesi gerekmektedir. Yeterli bakım ve besleme verimi artırmanın temel koşuludur. Bu sebepten meraya ek olarak il bazında yem bitkileri üretiminin artırılması olanakları araştırılmalı ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi toplam bitkisel üretimin en az %25-30’unun yem bitkilerinden oluşması sağlanmalıdır.

Kırşehir’in, Türkiye’nin kırmızı et üretim merkezi haline gelmesi hedeflenirken sadece sığır eti üretimi düşünülmemeli, mevcut koyun potansiyelinden de mutlaka faydalanılmalıdır. Üretici bilinçlendirilmeli, çok erken çağda kasaplık olan ve en fazla 7-8 kg karkas ağırlığına sahip kuzu eti üretimi ile sebep olunan gelir kaybının aynı zamanda 7-8 aylık çağdan sonra besi yapılarak sebep olunan gereksiz masraf ve düşük et kalitesinin önüne geçilmelidir. 1,5-2 aylık çağda sütten kesilen kuzular 2-3 ay süren entansif besi programına tabi tutularak, günlük canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma oranlarının en iyi olduğu dönemde besi yapılmalı ve karkas ağırlığının yaklaşık 19-20kg’a ulaştığı dönemde de tamamlanmalıdır. Bu şekilde kuzu eti üretimini artırarak, koyun etinin halk arasında kokusu sebebiyle tercih edilmemesinin de önüne geçilmiş olacaktır. Elbette üretimin arttırılmasına paralel olarak altyapı desteği de sağlanmalı, yeni soğuk hava depoları ve kesimhaneler yapılmalıdır.

Keçi sütü, anne sütüne yakın olması, kolay sindirilebilmesi, yüksek vitamin-mineral içeriği, inek sütüne nispeten daha az alerjen olması ve insan bünyesi tarafından daha çok faydalanılabilir protein yapısına sahip olması gibi sebeplerden dolayı özellikle son yıllarda tüketici tarafından oldukça rağbet görmektedir. Türkiye de üretilen toplam keçi sütünün yaklaşık %2,5’i Kırşehir, Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kırıkkale’nin de içinde bulunduğu bölgede üretilmektedir. Dolayısıyla İl bazında küçükbaş hayvanlardan ve özellikle keçilerden elde edilen süt miktarının arttırılması yolları aranmalıdır. Maliyetlerin düşürülmesi, sütün değer fiyatına satılması ve üreticinin desteklenmesi için son günlerde Gıda tarım ve hayvancılık bakanlığının girişimleri söz konusudur. Ki bu konular Kırşehirli yetiştiricinin de başlıca sorunları arasındadır. Bununla birlikte üretilen süt için pazar bulunması ve üretimde altyapının iyileştirilerek süt kalitesinin artırılması sağlanmalıdır ki bunun için özellikle koyun-keçi sütünün, inek sütü gibi soğuk zincirde toplanması sağlanmalıdır. Bölümümüz tarafından Kırşehir’de üretilen mevcut keçi sütü miktar ve kalitesini belirlemek maksadıyla farklı çalışmalar yürütülmektedir. Pazar sorunu ise ancak örgütlenme, yetiştiricinin bilinçlendirilmesi suretiyle ürün kalitesinin artırılması sağlanarak çözülebilir.  Diğer taraftan gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık süt tüketimi Türkiye’deki tüketimin 2-3 katı düzeyindedir. Bu yüzden koyun ve keçi sütü ile ürünlerinin tüketimini yaygınlaştırmak için tarımsal yayım çalışmalarına ağırlık verilerek tüketicinin bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Yetiştiricinin yaşadığı sorunlardan bir diğeri tecrübeli çoban bulma sıkıntısıdır. Çobanlık çok zor ve zahmetli bir iş koludur bu yüzden tercih edilmemektedir. Çobanların eğitim olanakları aranmalı ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmalıdır.

Kırşehir ili Damızlık koyun ve keçi yetiştiricileri birliğine üye yetiştiricilerin sıklıkla karşılaştıkları sağlık sorunları başında Brucella, Çiçek ve Ektima hastalıkları sayılabilir.  Yetiştirici Sağlık giderlerini azaltmak için öncelikle hayvanların bakım ve temizliğine, yeterli beslenmesine özen göstermeli, aşıları belirli bir programa göre düzenli olarak yaptırmalı, aşıların soğuk zincirde muhafazasına özen gösterilmeli, sağlık durumunu bilmediği koç ve tekeleri damızlıkta kullanmamalıdır.

Sait Yanık- Hocam Ne Yapmalı Küçük Baş Hayvan Üretimi İçin?

Hem ülke ekonomisine hem il ekonomisine katkı sağlamak, hayvansal protein kaynağı üretimini artırarak dengeli beslenen zihnen ve bedenen sağlıklı toplumlar elde etmek, sanayiye önemli hammadde kaynağı oluşturmak, farklı yaş ve cinsiyet gruplarından istihdam ile rasyonel işgücü kullanımını sağlamak bu sayede işsizliği azaltmak, sebzecilik ve seracılık için kaliteli gübre temin etmek gibi birçok katma değere sahip Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemi göz ardı edilmemeli, üretici desteklenmelidir. Bu sayede üretimin artırılmasının yanı sıra hayvansal protein kaynağı olarak koyun ve keçi ürünlerinin tüketiminin de artması sağlanmalıdır. Değerli Bilgilerinden dolayı Ahi Evran Üniversitesi Rektörümüz Prf.Dr. SayınVatan Karakayaya Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakülte Dekanı olan Prf.Dr.Sayın Mustafa Kurt Hocama,Ziraat Fakültesi Dekan Yrd.Yrd.Doç.Dr.Atilla Taşkın’a Öğreti Görevlisi olan Yrd.Doç.Dr.Aziz Şahin,Yrd.Doç.Dr.Ertuğrul Kul ve Yrd.Doç.Dr. Füsun Coşkun’a 40 Arena Gazetemiz adına teşekkürü bir borç biliriz.

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN