KEDİCİKLER VE TARİKAT.

17 Temmuz 2018
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2643 defa okundu.
KEDİCİKLER VE TARİKAT.

KEDİCİKLER VE TARİKAT.

Ya diğerleri. Ağlanacak bir hale düşmüş Türkiye!

Gericiliğin simgesi tarikatlardan biri fazla ileri gitmiş; olmalı ki! Mutlak birisinin ayağına basmış olmalı ki; müritlerinden olan ‘Kediciklerden’ biri ihbarcı ardından itirafçı olmuş… Bu işin altında yatan sadece bir kedicik olabilir mi?

Bir ülkede Dini; Şeyhe ve şıha teslim etmiş toplum varsa! Bunların dilinden bir kelam duymak için servetler aktarıyor, oğlunu kızını bu sapık düşünceye odalık, hizmetçi olarak teslim ediyorsa.

Bu ülkede bu sapık anlayışa oğlunu kızını kaptırmış anne baba ne yaptıysak döndüremedik. Tehdit edildik diye feryat ediyorsa. Bu ülkede hukuk yok demektir.

Koruma ve eğitim görevi devlet sarmalından çıkmış ‘İmanı ehli’ dört sapığa verilmiş ise; O ülkede devlet yok demektir.

Sosyal yapı, tüm yurttaşların gönenç ve erinç içinde yaşamalarını sağlamak yerine belirli grupların sorunlarına çözüm üretilmesi için herşey yeniden düzenleniyorsa! Dün bu ülkenin adaletini tarikat savcı ve hakimlerine, teslim eden anlayış, bugün sağlık birimlerini başka bir tarikat mensuplarına teslim etmiş ise. Çağdaşlıktan söz etmeyeceksiniz. Suçlu aramaya gerek yok. Seçtiklerinize bakacaksınız. Devlete yön verenlere bakacaksınız. Her şey; ak ve kara gün gibi aşikar.

Böyle tarikatların içinde ‘Kedicikler’de olacak. Bir kereden bir şey olmaz denilen tecavüzlerde… Bu tecavüzlere, ahlaksızlığa hayasızlığa kulp takan Bakanlarda olacaktır.

Ben eski bir asker olarak. İki kez askeri müdahale ve darbeyi yaşamış biri olarak açıkça söylemek gerekirse, Askeri öğrenciler, erler darbe yapmazlar. Darbenin içinde kullanılırlar. Bu ülkenin yaşadığı olumsuzluk içinde kendisine verilen emrin gereği olarak kışladan emir ile dışarı çıkartılmış, hiçbir suç ve günahı olmayan, er ve öğrencileri katledenlere ‘Gazi’ payesi verenler. Boğazları kesilerek, köprüden aşağıya atılarak, kafalarına vurularak katledilen onca masum, emir kulu çocukların linç edilmesine seyirci olan millet.

Dincinin dinciye yaptığı bu girişimin neden farkında değil. Bu kin dolu canilere kulak tıkayan ve kör olanlar, gün gelir, sessiz kaldığınız ortaçağ artığı böcekler sizlerinde boğazlarını keser. Sizleri koruyacak kimse kalmaz.

Gerçeği inkar edenler. Milleti kör ve aptal yerine koyanlar…

Salya sümük efendilerinin ellerini öpmeye Amerika’ya gitmek için yarışan, bi çare insanların naif duygularını istismar eden tarikatlara yönlendiren, bankalarını ve AVM merkezlerini açan, şehir imamlarıyla ‘al takke ver külah’ yapan bakanlar, valiler, milletvekilleri, Belediye Başkanları varsa. Milletin malını mülkünü, parasını pulunu hesap vermeden dağıtan; o siyasiler; ut ve hayasızca ortada salınıp geziyorsa, dincinin, dinciye yaptığı kalkışmayı lanetliyorsa bu sahtekarlığın arkasına bile, bile takılmış birde millet varsa. Tarikatlara; bu ülkenin gerçeği demek yerine… Bu ülkeye tarikatlar ülkesi demek daha anlamlı olur.

Fetullah aleyhine yazdığım bir yazıdan ötürü beni yargılayan, cezalandıran hukukun; bu siyasilere gücü yetmiyorsa. Benim mahkum edildiğim davanın dosyası ‘kaydı yok’ işlemine tabi ise. Adalet dağıtan hakimlere bakmak gerekir.

Tarikatlara Sivil Toplum Kuruluşu payesi veren bir anlayış varsa.

Tarikatlar arasında pay edilmiş bir bürokratik sistem varsa.

Tarikatlara destek ve yardım kanun eliyle yapılıyorsa.

Tarikatlar devlet yönetiminde etkin ise. İktidar ortaklığı bir tarikat üzerinden kurulmuş ise; 15 Temmuz kalkışması benzerleri yine olcaktır.

Peygamber terliği ve yanmayan kefen satıp ahlak dersi veren soytarıların etrafında toplananlara bakın.

Bugün Türkiye’de uygulanan politikaların neresinde ülke çıkarı vardır? Örneğin Milli Eğitim. Türkiye’nin geleceğinin şekillendirmesi gereken kurum. Ülkede Eğitim sisteminin düşürüldüğü durum, Cumhuriyete sözde yeni bir içerik kazandırmayı amaçlayan girişimlerin somut örneklerinin başında mantar gibi çoğalan İmam Hatipleri görmek mümkün. Diğer yanda tarikatlar. Tarikat okul ve yurtlarındaki artış. Akıl dışı sistemi yaygınlaştıran ve uygulayan  anlayışta bu durumdan şikayetçi. Bunlar, kedi gibi. ‘Hem S…. Hem bağırıyor’…

Demokratikleşme, Cumhuriyetin bilimsel ve yaygın anlatımıyla olur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan bir güruhla mücadele edemeyen, karşı duramayan, hatta yaygınlaşmasına sessiz kalan, öven  kişilerin şikayet etmeye hakları yoktur.

Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘aydınlanma’ yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba göstermeyenlerin unutmayın ki diğer ayakları da, ‘Rabıta’ içinde.

17-25 aralık yolsuzluk, rüşvet hareketliliğini unutan. Yatak odalarındaki kasaları, ayakkabı kutularını, taşına, taşına sıfırlanamayanları, orduya kurulan kumpaslardaki işbirliğini, PKK ile yapılan siyasi müzakereleri, Fethullah Gülen’e “Bir emri olur mu?” diye sormak için gönderilenleri, valilere verilen “PKK’nın hendeklerine dokunmayın” talimatlarını, ülkesinde bulunan milyonlarca işsizin iki katı ‘sığınmacı’yı ülkeye  alındığını, dış politikadaki açmazları, ekonominin durumunu, çevre yıkımını, israf ve debdebeyi, ‘havuzu’, Man adasını, müteahhitleri, ihaleleri, gemicikleri, enişteleri, yeğenleri… Hatırlamayan toplum. İk gün önce; Demokrasi bayramı kutladı.

Hedeflerinde cehalet var. Kendileri cenneti yaşarken, müritlerine cehennemi yaşatan, çürümüş akılların oyuncağı olan. Bunların ağına düşen cehalet.

‘Felek ne cömert, aşağılık insanlara!

Han, hamam, dolap değirmen hep onlara.

Kendini satmayan adama ekmek yok:

Sen gel de yuf çekme böyle dünyaya’! Ömer Hayyam Rubailer….

Türkiye’de aktif olarak çalışan 25 civarında tarikat ve Cemaat var. Türkiye geneline yayılma şekli ise akıllara durgunluk verecek ölçekte. Bazı araştırmalara göre yüz binin üzerinde. Üye sayıları 1 milyonu geçkin. Bu ülkenin 1,5 milyon çocuğu bu tarikatların elinde.

Toplumun geleceğini şekillendirmeyi görev edinmiş böcek yuvaları yöneticilerinin bakışı toplumsal bakış olmuş ise.

Sosyete tarikatıda olacak. Devleti şekillendiren, içinde görev alan merdiven altı tarikatlarda olacaktır.

‘Ey müminler! İngiliz kraliyet ailesi Hazreti Peygamberin soyundandır.’ Diyen olacaktır.

Sosyal medyada Adnan Oktar (Harun Yahya) Tarikatı (Sosyete tarikatı) olayının bir günde tıklanma rakamı 1 milyon 800 binin üzerinde. Birde yorum aldım içinden. ‘ Anneler, babalar evlatlarını bu şerefsiz anlayışa piyon, malzeme, tetikçi olsun diye büyütüyor ve ellerine teslim ediyor. 13 yıl tarikat içinde kalan. Göbek atıp, gerdan kıran, Tarikat şeyhinin baş cariyesi, (Kedicik Ceylan Özgül) üzerine kuma gelince itirafçı ve aynı zamanda şikayetçi oluverdi. Baş kedicik, bu ülkenin kızlarını kandırıp odalık yapmak için rol üstlenmemişmiydi. Artık evlenip çoluk çocuğa karışacak! Vay be…

Dün ve Bugün;

Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikatı medeniyedir. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kafidir. Demişti Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusuı Mustafa Kemal Atatürk.

Bugün Tarikatların marifetini bile konuşamıyoruz.

 

 

 

Anahtar Kelime:
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN