HERKESİN KEYFİ YERİNDE MAŞALLAH!

Başkalarını yönetmek isteyen insan, her şeyden önce kendisinin ustası olmalıdır. Robert burton

Ben üzerime düşeni yaptım. Durumdan vazife çıkartmak benim işim değil. Bir birime yığılmış onlarca cahil ve ahlaksıza maaş veren millet. Adı tedavi merkezi olan, millete reva görülen rezalet, pislik en önemlisi vurdumduymazlık. Adam sendecilik. Şikayeti, sıkıntıyı kısaca milleti dinleyecek bir muhatap yok.

Koca, koca adamlarsınız, koca, koca makamları işgal etmişsiniz! Sizlere akıl verecek değilim. İşgal ettiğiniz makamlar kafanızı pencereden uzatmakla, milletin parasıyla döşenmiş lüks dayalı döşeli makam odalarında sekreterden ıhlamur istemek, dört dalkavuğa milletin sırtından çay ikram etmek sizlerin yönetici, idareci olduğunuz göstermez.

Çağdaş insan, bireysel ve toplumsal sorumluluk bilincini birleştirebilen, araştıran, sorgulayan, denetleyen insandır.  Bu birleştirme için eğitimin yanı sıra, kişisel yeterlilik gereklidir.

Beni kimlikleriniz, ideolojiniz; inançlarınız; hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Beni işgal ettiğiniz, milletin makamından millete ettiğiniz hizmet ilgilendiriyor. Sizi iktidar atıyor… Ancak maaşınızı adam yerine koymadığınız bu millet ödüyor. Bunu da çok iyi bildiğinizi de biliyorum.

Yazacağım konu kendiliğinden olmadı. AEÜ Eğitim ve Araştırma hastanesine bağlı Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezin tedavi için giden bir bayanın iddiası. Bayanı dinledim. Cep telefonu ile çekilmiş birkaç fotoğraf gösterdi.

İddialar. Bana anlatılanlar.

Tedavi için ayrılan termal havuz pislik içinde. Suyun üzerinde kusmuk, sümük, balgam yüzüyor. Bayanlardan önce erkekler aynı havuza giriyor. Havuz bakıma alınmadan, temizlenmeden bayanlar alınıyor. Başımızda hemşire yerine temizlikçiler var. Hastaların çantasına bakıp mayo getirdin mi diye sorgulayan temizlikçi.

Bir başka vahim iddia. Rotgencilik… ‘Soyunma  yerinin kapısı hep açık. Burada tedaviye gelen bir çoğu yaşlı ve hasta kadınlar çamaşır ve mayolarını değiştiriyor. Aralarında yardıma ihtiyaç duyanlar bile var. Söylerken utanıyorum. Bir hanım mayosunu değiştirirken arkasında kendisini seyreden bir erkeği görüyor ve fenalık geçiriyor.

Gittim ve gördüm.

İnsana pes dedirtecek, bana anlatılan konuların hepsine bir, bir tanıklık ettim.  Rezalet ve pislik kol kola.

Ben görevimi yaptım.

Ben bu yazıyı kaleme almadan önce, AEÜ Rektörünü aradım. Ulaşamadım. Daha sonra Rektör yardımcısı ile görüştüm. Beni Üniversite Genel sekreteri aradı durumu anlattım. Ertesi günü yaşanmış bir başka rezaleti bire, bir görüşmek için Genel Sekreteri ziyaret ettim. Anlatılanları ve gördüklerimi tüm çıplaklığıyla yüz yüze görüşürken tekrar anlattım. Bir gün sonra konuyla ilgili, İl Sağlık müdürüyle görüştüm. Rezaleti kendilerinde aktardım.

Görüşmelerin ardından, Tedavi merkezine tekrar gittim. Havuz kapatılmış, ilaçlama yapılmış. Her yer pırıl, pırıl. Ya sonra!

Tekrar gittim. Ve gördüklerim.

Tedavi merkezine;  bakım ve temizliğin İdamesini görmek için üç gün süreyle, ardı ardına gittim. çalışanlarla. Hastalarla birebir görüştüm. Alanı dolaştım. ‘Eski hamam, eski tas’…  Değişen hiçbir yoktu. Pisliğin kol gezdiğini, çalışanların değişmediğini gördüm… Bir gün yapılan temizlik haftalarca sürüyor belli ki. Gördüm ki değişen bir şey yok. Herkesin elinde bir cep telefonu. Olmayanlar bilgisayar başında internette. Ukalalık diz boyu. Personel dedikleri kişiler yatmaya alıştırılmış.

Tedavi için gelmiş iki bayanla konuştum. Pislikten, ilgisizlikten, değişimlerde (Erkek, Kadın) havuzların temizlenmediğini anlattılar. Birisinin ağzında yaralar çıkmış, diğerinin gözünde. Orada tedavi olurken insanların bulaşıcı hastalığa tutulmaması sadece bir tesadüf olabilir.

Hijyenden tasarruf isteyenler. Sağlığı bozuyorlar. Ya tasarruf etmesi gereken efendiler. Yani sizler!

Orada çalışanlardan, “Bizden tasarruf etmemizi söylüyorlar. Suları boşaltmıyoruz. Temizlik yaptırmıyorlar. Bir kez kullanılan ilaçlı su ile her tarafı aynı paspas ve malzeme ile tekrar, tekrar temizlersen böyle olur. Bizim yapacağımız bir şey yok. Bize ne derlerse biz onu yapıyoruz”… Bu gerçek mi. Evet aynıyla vaki.

Fizik Tedavi merkezinin yöneticisi olan kişiye ulaşmak mümkün olmadı. Tepede oturan yönetici ortalarda yoktu veya öyle söylendi. Diğer muhatapları ise durumdan vazife çıkartıp hastaları suçladılar. Şu soruyu bu kente yön verenlere, bu birimle bire bir ilişkili olanlara sormak isterim. Hatta o birimi yöneten, o havuza kaç kez inip o rezaleti gördü? Görüşmelerimden ne anladılar?  Bu milletin sırtından maaş alan ilgili. Öncelikle o rezil ve kusmuk ve sümük dolu havuza, seni sokmak gerekir.  O pisliğin içine önce kendiniz. Eşiniz, anneniz, babanız, evladınız girsin ister misiniz? İçine elinizi sokamayacağınız suya hasta insanları tedavi amaçlı nasıl sokrasınız. Cevabınız var mı?

Hiç kimse ahkam kesmesin. Termal su yağlıdır ve mineral ağırlıklı olduğu için böyledir demesin. Havuz üsten deşarj oluyor. Öncelikli olarak yağlı tabaka deşarj olur.

İnternet ağı üzerinden Fizik Tedavi Merkezi için yapılan bir yorum var. Kim okudu? AEÜ Rektörü okudunuz mu? AEÜ Tıp fakültesi Dekanı Ya siz? Hastane Baştabibi. Birde sizin uzmanlık alanınız Fizik tedavi. Sizin hiç okumadığınız biliyorum. Gömülüp çıkmadığınız odadan, sizle görüşmek isteyen hastane doktorlarına acilse yardımcılarımla, değilse 15 gün sonraya randevu veren adamsın. Sahi sen kimsin? Seni tanımak isterim. İl Sağlık müdürü sen okudun mu. Okuyanlar ne kadar hicap duydu. Utandı! Yazıklar olsun. İşte haliniz bu! Keşke böyle olmasaydı.

‘Ordan ayrılırken yorum yapıcam demiştim ilk girişteki bayana gelelim yoruma pazartesi günü bayanlar havuzuna geldik ilk girişte sağ olsun bayanın gidin şurda oturun demesi neyse sustuk daha kibarlı bir tarzda söyleyebilirdi havuzun kapısında kapalı bir bayan acıyım mı açmayım size kapıyı diye dalga geçmesi neyse ki o kapı açıldı açılmaz olsaydı o havuzdan klor kokusu yerine idrar kokusu burnumuzun direğini kırdı… … çıkmak istedim…  kesinlikle kapatılmalı insanların sağlığıyla bu kadar oynanmaz numune sonuçlarını görmek isterdim doğrusu o havuzun tuvalet mi yoksa havuz mu DERHAL ARAŞTIRILIP KAPATILICAK BİR YER’  Yorumu atan kişi ismini açıkça yazmış. Ben yine isminin baş harflerini kullanacağım. K.E.M.

Sokağa bakmayanlar. İnsanları sürüleştirmek için görev üstlenmiş gibiler.

Kantarını topuzu kaçıyor. Liyakat; itaate dönmüş bir ülkede neyin neresinden tutacaksınız. Herkes rahat. Mideler kavi. Bir el yağda, bir el balda. Gönüller cennette. Çürümüşlük. Ayarsızlık. Ahlaksızlık. Utanmazlık. Hatta üstüne basa, basa yazıyorum ahlaksızlık.

Yeni Fizik Tedavi Merkezi Bağbaşı Yerleşkesi içine yapılıyormuş!

Âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz. İl Sağlık Müdürü yeni yere taşınıldığında sorun kalamayacak dedi. Sorun insan kaynaklı. Ufacık yerde onca rezaletin üstesinden gelemiyorsunuz! Koca bir yerde rezaleti ölçmek mümkün olmayabilir. Rezillikler. Ahlaksızlar kalabalık içinde kaybolur gider.  Yapanın yanına kar. Size konfor sağlar. Sizlerde milletin sırtından edindiğiniz saltanat makam odalarınızda rahat edersiniz.

AEÜ ve Eğitim ve Araştırma Hastanesini kim yönetiyor?

Sizlere çok enteresan paylaşımlar yazacağım. Lütfen sabır. Kendilerine saltanatlar kuranları, AEÜ çiftlik gibi yönetenleri. Tarikat ehlilerini. Tarikat müritlerini. Gruplara yarılmışlığı. Müspet ilmi rafa kaldıran akılların temsilcilerini!