HAVANDA SU DÖVENLER!
Gök yüzü kararıyor. Atı alan Üsküdar’ı geçti!!!
Ülkede bu kadar sahtelik hükümfermâ iken; bu sahtelikten kurtulmanın yolu, kalite, derinlik, asalet, ahlak, terbiye, sözün ve kelâmın haysiyeti, duruş, tavır olmalı diye düşündüm. Çağdaş olmanın yolu bu pencereden bakabilmek ve görmek olduğunu düşündüm. Anladım ki; yanılmışım. Katranın şeker olması kadar aptalca bir ısrar olamazmış…
Sahte kahkahaları, sahte gülüşleri, sahte sözleri, sahte raconları, kolpaları, sahte bir hayatı ciddiye alanlara üzülüyordum. Anladım ki gözü dönmüşlüğü ciddiye almam gerekiyormuş.
Şeytanın ömrü kıyamete kadar… İnanmıyorsunuz değil mi? Hala umut var diyorsunuz değil mi? Benim için yok. Şeytan hayatta.
Ben bu değişimi içime sindiremedim. Ya içine sindirenler. Ya yutanlar. Lâl oldular. Artık çok ta ısrar etmemek gerekiyor. Gerekiyor ama! Ben şu CHP’ne bir kaç kelime yazmam gerekir.
CHP’nin demokrasi havarileri.
“Atatürk ilkelerinin bekçisi olmak zorunda değilim…” Sena Kaleli CHP Bursa Milletvekili. “Fethullah Gülen bilgedir…” Muhammed Çakmak CHP PM (Parti Meclis) üyesi. “Tekkeler açılmalıdır, oralar kültür yuvalarıdır…” Bülent Kuşoğlu CHP Ankara milletvekili. “Laiklik tehlikededir diyemem. Cemaatlere saygılıyım.” Kemal Kılıçdaroğlu. “Kendimi 1940’ların CHP’si ile mücadele eder gibi hissediyorum. Sabahattin Ali’yi CHP öldürdü…” Kemal Kılıçdaroğlu. “CHP Dersim’de katliam yaptı. Atatürk’ünde haberi vardı…” Hüseyin Aygün CHP Tunceli Milletvekili. “Andımızı tartışmaya açabiliriz…” Nihat Matkap. CHP Genel Başkan yardımcısı.
Abdullah Gül’den medet uman akıl sizlerdiniz!
‘Büyük devletler özür dilemezler ki’! ‘Laik devleti yıkacağız. Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir’… ‘Halkıyla barışık olmayan, halkına düşman bir sistem içindeyiz doğrusu 70 senedir’! ‘Tek partinin sloganı ile ortaya çıktı. Milliyetçilik, Laiklik vs. bu ilkeler millete zorla dayatıldı’! “Ne Mutlu Türküm Diyene”… Lafını her yere yaza, yaza ilkel bir hale dönmüştür’! ‘Tek parti devrinden kalan zihniyetin değişmesi, İslam’a bakış açısından değişmesi gerekir kanaatindeyim. Bu açıdan 2.cumhuriyet ve Yeni Osmanlıcılık kavramlarının tartışılması çok sağlıklı’! Diyen; Abdullah Gül’e. ‘Be adam sen ne diyorsun’ demediniz. Çünkü sizlerde aynı kulvar üzerinden cümleler kurdunuz.
Diyemediniz!
Türkiye Cumhuriyeti, ulusal bir devlet olarak kurulmuştur. Devletin sahibi bir hanedan ya da belli bir zümre değil, toplumu oluşturan yurttaşların tümüdür. Yurttaşlar, kendisine Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi (Zıllulah=Halife) olarak bakılan bir hükümdarın kulu ve tebaası değilim diyebilmeliydi. Bir dinin ya da peygamberin ümmeti, bir imamın ya da kilisenin cemaati olarak değil, kendi yazgısını kendi kararıyla belirleyen bir ulusun, aralarında ırk, renk, dil, sınıf, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit haklara sahip özgür bireyler ülkesi olmalı. Diyemediniz…
Yaşadığı toprakların tarihini bilmeyen bir kitle, bu topraklarda yaşıyor. Birileri kullanıyor. Ülkenin tarihini değiştiriyor. Milletin sırtına basa, basa şatafat ve lüks içinde tepede yaşayanlar ve altındakiler. O’ki aşağıda yaşayanlar; Demokles’in kılıcı altında sessiz. Kıpırdamadan, korku içinde, benim sorunum değil; diye, diye yaşayanlara sessiz kaldınız!
“Vatana ihanetin nedeni olmaz, er ya da geç bedeli olur.” Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, kimlerin kulağına küpe olmalıydı? 6 oku bilmeyen. Yorumlayamayan. Halka anlatamayan. Küçük olsun. İsterse kıyamet kopsun. İsterse Oligarşi gelsin. Birileri kral olsun. Ben buyum. Hâla; ısrarla diyorsun!
Entellikten vazgeçmediniz. Magazini, asparagas olmayı sevdiniz.
Sadece konuşan, lafazanlıkla gün geçiren sizler. Hasta ve 90 yaşına merdiven dayamış bir adamı milletvekili yapmak. Cezaevindeki bir adam için çırpınmak. Milletvekili yapmak. Siz bu milleti aptal yerine koyuyorsunuz Asli göreviniz parti mensubunu kurtarmak. Bu kişinin kurtulması için mücadele vermek yerine, millet için proje üretmiş olsaydınız! Ha! Nasıl olurdu? Yapmadınız…
İnsanları küstürdünüz.
‘Türkiye üzerinde asırlardır hesabı olan emperyalist devletlere şöyle bir çağrı yapsak; “Aranızda bir komisyon kurun. Komisyonun görevi “Türk Devletini çökertmek” olsun. Hadi gelin yapın!” İnanın 16 senedir ülkemizi tek başına yöneten AKP kadar yıkım yapamazlar’… Diyen; sizlerin sayesinde…
Artık kına yakabilirsiniz! Çünkü; Öz Eleştiri, Size Göre Değil. Onlar cehaleti kutsadılar.
Cumhuriyeti kaybettik. Kuvvetler ayrılığı bitti. Parlamenter sistem bitti. Aydınlanmayı kaybettik. Rejim değişti. Demokrasiyi kaybettik. Gerisi gelecek. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
95 yıl sonra; milyonlarca çocuğu tarikat yuvalarına mecbur bırakıp tecavüzü, çocuk gelinleri ve zorunlu seçmeli din derslerini, dindar ve de kindar nesillere doğru gidişin, aydın insanların hapishanelerde çürütüp, Türk ordusunun kafese kapatılmasını, cehaletin faziletine inanır hale gelmiş bir Türkiye’nin kabuk değişimdeki katkı. Hemde Cumhuriyeti kuran adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Köylü yurdun efendisidir cümlesini kuran bir partinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ne demek istediğini köylüye aktataramamış ise. Doğal zenginliklerimiz bir, bir elden çıkarılırken, bir paket makarnaya muhtaç hale gelmiş millet, atılan nutuklarda sizleri dinler gibi görünüyorsa. Satılan fabrikaların işsiz kalan emekçileri, eş ve çocukları gözünüze baktığında hiç bir şey anlamadınız.
Rant kaybeder dediniz. Kazandı. Din baronları kaybeder dediniz kazandı. Apoletlerini sökeceğim dediniz, apolet kazandı. Bedavacılık kazandı. Emek kaybetti. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Bir kiliseye zangoç dahi olamayacak kadar cehaletin argümanı softaların, yer tuttuğu. kişilerin, sıradanlığı ‘gelişmiş’ yaşam biçimi olarak halka dayatıyor, bu dayatma kabul görüyorsa ki; kabul görüyor. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde. İktidar oldular…
Cehaletin tohumları Türkiye’nin eğitim ve kültür politikalarına sirayet ediyor, bu çağda; Osmanlı, padişah ve softa özentiliği halkı din üzerinden yeniden şekillendiriliyor ve kabul görüyorsa! ‘Yeni Türkiye’ için ‘Parti Devletini’ onlar böyle kurdular. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde. İktidar oldular…
Odunu koysam kazanır dediler. Kazandı. Mars’a duble yol yapar dediler. Kazandı. Beleşçilik, yan gelip yatmak kazandı. Anlattığınızı zannettiniz. Anlatmadınız. Aslında dedikodu yaptınız. Ortaya akılcı proje koyamadınız. Kek projesi, yeşili yok etmiş anlayışın millet bahçeleri projesi kazandı. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Artık Başbakan, Bakanlar, hükümet yok. Bol keseden beslenecek 600 adam bir çatının altına zevahiri kurtarmak için girdi. Bilim ve aydınlanma kaybetti. Karanlık Ortaçağın temsilcileri kazandı. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Koltuk kavgası devam ede dursun. İçinde sizlerde dahil Türkiye Cumhuriyeti öyle ya da böyle. Türkiye Anonim Şirketi oldu. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Endişeli bir bekleyiş içine girdi Türkiye. Her şey durdu. Birileri bir şeyler bekliyor. Bu kaos ortamı onların ve diğerlerinin işine yarıyor.
Türkiye’nin neresinden bakarsanız, bakın bir oldu bittiye doğru hızla itildik. Bunun nedenlerini neden kendinizde aramıyorsunuz? Neden Amerika’yı, İsrail’i suçluyor, neden Avrupa’ya dil uzatıyorsunuz! Onların, bunlara hizmet ettiğini madem biliyordunuz da bunlar %42,9 ile Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde. İktidar oldular…
Mustafa Kemal’in askerleri kaybetti. İmamın askerleri kazandı. Öğretmen kaybetti. İmam kazandı. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan parti sayesinde.
Parti devleti kuruldu. Çoğulcu demokratik rejim kaybetti. Hemde Cumhuriyeti kuran, adının başında ‘Cumhuriyet’ yazan ‘Havanda su döğen’ parti sayesinde.