FETÖ’nün amacı tarikatlar ve cemaatlar…
Hikmet Aksoy
Türkiye acayip bir süreçten geçiyor.
Sonunun hayırlı olması için hepimiz duacıyız.
Bu süreçte FETÖ’nün “saman altından su yürüttüğü”ne tanık olduk.
Bedelini 250 şehit vererek ödedik.
Sıkıntılarını hala yaşıyoruz.
Her yerden, her taşın altından FETÖ mensupları çıkıyor.
Öyle bir kök salmışlar ki, bu kadroların temizlenmesi hayli zaman alacağa benziyor.
FETÖ, görünürde din adına faaliyet gösteriyor havası yaratıp asıl amaçına ulaşmak istedi ama sonunda kurduğu tuzağa kendisi düştü.
***
Yurttaşı “din olgusu” üzerinden sömürüp/aldatıp asıl amaçlarını gerçekleştirmek isteyen hem din düşmanı, hem TC düşmanı grupları bugün gibi geçişte de gördük.
Birincil amaç, TC’nin getirdiği düzeni yıkmaktı.
Bugün de öyle…
TC Devletine son vermek.
Böyle kötü niyetli örgüt mensuplarını bu kutsal topraklar kendiliğinde üretmiyor.
Türkiye toprakları üzerinde gözü olan Batılı sömürgeciler tarihte olduğu gibi bugün de içte “satılık insan” bulup amaçlarını gerçekleştirmek istiyorlar.
FETÖ, böyle bir kahpe girişim oldu bu ülke ve insanı için…
***
Kutsal dinimizi yurttaşlara anlatmak ve yaşatmak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevidir, bunu biliyoruz
Peki, dini yaşarken araya giren tarikat-cemaat olguları ne oluyor?
Bu tür oluşumların Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde; hem din adına hem de mevcut düzen adına ne gibi sakıncalar yarattığını unutmuş görünüyoruz.
Bu gruplara yakınlık gösteren siyasal çevrelerin neler/ödünler karşılığında nasıl bir destek aldıklarını bilmeyen mi var?
Bu yoldan FETÖ’nün siyaset dünyamıza bulaştığını, devlet katında hizmet kadrolarına yerleştiğini inkar eden yok artık.
Şimdi bu kadroların temizliği için çaba gösteriliyor ama zararlı virüs her yere bulaşmış bir kere…
***
FETÖ temizliği devam ededursun…
Ülke genelinde kimi dini grupların örgütlenme, yurt, lojman gibi barınma ve eğitim binaları inşaa ettikleri de bu arada gözleniyor.
Dini eğitim, doğruda devletin denetim ve gözetimi altında iken birilerinin çıkıp böylesi eğitim tesisleri kurmaları ne anlama geliyor?
Birileri bunu açıklamalı…
***
Kutsal dinimizin öğretiminin ciddi anlamda sahiplenilmediği kuşkusundayız.
Eğitim psikolojisi, din ve eğitim sosyolojisi, pedagoji okumamış, eğitim formasyonundan yoksun kadroların vereceği/öğreteceği din bilgisiyle geldiğimiz nokta ortada…
Dinine inanan, canı pahasına onu sahiplenen bir topluluğun yüzde kaçı namazda okuduğu ayetlerin/duaların anlamını biliyor?
Yaşadığı/inandığı dini gerçek anlamda bilememek durumunda devreye cemaat-tarikat giriyorsa bu kusur yurttaşın olamaz.
Bu kusur Diyanet’indir.
Kendi gölgesi altında barınan cemaatlere, tarikatlara göz yummamalıdır.