Eksik Değerimiz: Adalet

15 Ekim 2018
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2206 defa okundu.
Eksik Değerimiz: Adalet

Eksik Değerimiz: Adalet

Adâlet, “dürüstçe yaşamak, kimseyi incitmemek ve herkese sahip olduğu şeyi vermek demektir.”

Yunanlı filozof Ulpian

Nasıralı İsa, Roma valisi Pilatus’un huzuruna getirildiğinde ve (ona) kral olduğunu itiraf ettiğinde, şöyle dedi: “Ben, bunun için doğdum ve bu amaç için dünyaya geldim: adalete şahadet etmek için.” Bunun üzerine Roma valisi Pilatus sordu: “Hakikat nedir?” Roma valisi bir cevap beklemiyordu ve İsa da bir cevap vermedi bu soruya, çünkü hakikate şahadet etmek, İsa’nın, Mesih Kral olarak kutsal görevinin özü değildi. O, adalete; Tanrı’nın Krallığı’nda gerçekleşecek olan adalete şahadet etmek için doğmuştu ve bu adalet için O, çarmıha gerildi. Bu nedenle, Roma valisi Pilaus’un “hakikat nedir?” sorusundan, İsa’nın kanından doğan, başka ve daha önemli bir soru- insanlığın ebedi sorusu- ortaya çıkar: Adalet nedir?

Başka hiçbir soru, bu kadar tutkulu bir şekilde tartışılmamış; başka hiçbir soru böylesine çok kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olmamış ve başka hiçbir soru Eflatun’dan Kant’a en ünlü düşünürlerin yoğun ilgisine konu olmamıştır. Ancak başka hiçbir soru bugün, diğer zamanlarda olmadığı kadar da cevapsız kalmamıştır. Öyle görünüyor ki bu soru, kaderine boyun eğmiş bilgeliğin uygulandığı ve insanın kesin bir yanıt bulamayacağı, fakat ancak onu geliştirebileceği sorulardan biridir.

Türk toplumu tarihinden aldığı çeşitli özellikler ve inanışları gereği geçmişten günümüze adaletli bir toplum anlayışı içerisinde varlığı sürdürmektedir. Anadolu’ya ilk ayak bastığımızdan günümüze uzanan süreçte ve özellikle de Müslümanlığı benimsememiz sayesinde atalarımız adaletli olmayı kendilerine bir yaşam biçimi olarak seçmişlerdir. Bunun tarihte bir çok örneği mevcuttur. Örneğin Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettikten sonra orada yaşayan yabancı halka göstermiş olduğu hoş görü adalet anlayışının göstergesidir. Bir başka örnek olarak ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurmasıyla beraber kadınlara çeşitli haklar tanıması, onlara karşı önceden gösterilmeyen eşitliği sağlaması bir adalet anlayışıdır. Bir başka örnekte Ahi Evran-ı Veli’nin kurmuş olduğu Ahilik Teşkilatı’nın göstermiş olduğu  davranıştır. Teşkilatın esnaflara yönelik olarak sergilemiş olduğu politikalarda müşterilerine tartıda haksızlık yapılmaması gerektiği adaletli olunmasının önemini gösteren bir davranıştır.

Ne var ki geçmişte böyle örneklerin yaşandığı ülkemizin şimdiki halinde adalet anlayışına bağlı bireylere veya kurumlara rastlamak oldukça az görünmektedir. Günümüzde insan ilişkileri farklı taraflara evrilmiş, olumlu veya pozitif duygular yerini olumsuz ve negatif duygulara bırakmıştır. İkili ilişkilerde insanlar hak ve adalet kavramlarını düşünmez olmuş, birbirlerine yanlış yapmanın ayrıntılarını düşünmektedir. İkili ilişkiden müşteri-esnaf ilişkisine, vatandaş-devlet ilişkisine değin geçen süreçlerde adalet kavramının yoksunluğu günden güne artmaktadır. Bu durum ecdadını tanımamak, Müslümanlığı unutmak kadar kötü bir durumdur. Cuma günü cuma namazı kılıp ardından karşısındaki insanın hakkını yemek dinin gereklerini yerine getirmemektir. Veyahut milli değerlere sahip çıktığını söyleyip “ben Türk’üm” diyerek karşısındaki insana yanlış hareketlerde bulunmamak atalarına saygısız davranmaktır. Geçmişten günümüze yapılan bilimsel çalışmalarda da göstermiştir ki bir çok insan söylediği gibi davranmamaktadır. Eğer bazı değerlerimizin arkasında duruyorsak bu şekilde davranmamamız gerekir. Burada etnik bir ayrım veya dini bir ayrım söz konusu değildir. Hangi milleten olursa olsun hangi dine mensup olursa olsun öncelik olarak insan olunduğu hatırlanmalı ve ona göre davranılmalıdır. Hiç bir millet kendi vatandaşına veya başka milletten bir insana adaletsiz davranmak istemez. Veya hiç bir din bir insanın başka bir insana adaletsizlik yapmasını istemez. Sonuç olarak, adaletsizliğin her yerde var olması ve buna ses çıkaran insanların olmaması bu durumun normal karşılanmasına sebep olacak ve “adaletsizlik” kavramı kendini ayakta tutmaya devam edecektir. Umarız ki “adalet” sadece bir kadın ismi olmaktan öteye gerçek anlamını bulur ve yaşar. Bu yazılar yazılırken tamamen sosyal hayat içerisinde karşılaştığımız olaylar sayesinde kaleme alınmaktadır. Hiç bir kişiye ya da kuruma atıfta bulunulmamış, malumun izahı yapılmıştır. Üstüne alınmak isteyen elbette alınabilir!!!

Mustafa Altıntaş

Türk Dünyası Topluluğu Başkanı

 

Anahtar Kelime:
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN