DOSTUM! MÜTTEFİKİM AMERİKA… (1)
Amerika seviciliği… Sam amcaya bağlılık… Coni’den hoşlanma… Western seyirciliği…
Amerika süt tozuyla, Aşısıyla, Çikolatasıyla, Amerika çizgi kahramanlarıyla büyüyen. Kovboy filmleri ile şekillenen, Amerika malı uçak, gemi, silah, araç, gereç ve botlarıyla donatılmış, Amerikan talimnameleri ile eğitilmiş ordusu olan Türkiye.
Amerika’da kalp ameliyatı olan Cumhurbaşkanı (Amerika’nın yetiştirdiği Altın Çocuk Özal). Kanser tedavisi gören Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve diğer Bakan, milletvekilleri. Yatırımlarını Amerika’ya yapan, İş adamları ve siyasiler.
Hiç kimse Zart, zurt etmesin. Suçu Amerika’ya atmak, ipe un sermektir.
Amerika’ya verdiği üslerle Komünizmden korunan Türkiye! Türkiye’de 17 adet NATO ve Amerikan üssü var. Gerçekçi gözle onlar Türkiye’de, siyaset hareketi dahil, Türk ordusunun her hareketini izleme kabiliyetine sahip, Türkiye toprakları işgal altında, İncirlik, Kürecik, Erhaç ve Diyarbakır en önemli Nükleer ve Hava taarruz sistemlerinin konuşlandığı bölgelerden. Hala neye efeleniyorlar ki! Kaldırabilir misiniz? Hayır… Kısıtlayabilir misiniz? Hayır… Öyleyse…
‘… Saygısızlık sürerse yeni dost ve müttefikler arayacağız… TC Partili Başkan Recep Tayyip Erdoğan
Dış politikayı İç Politikada malzeme yapmak. İnandırıcı olmak için Kapatmak, kısıtlamak Yerine Kimi koyacaksınız. Rusya’yı mı, Azerbaycan’ımı, Somali’yi mi, Uganda’yı mı, Katar’ımı, Etiyopya’ mı, Demokratik Kongo’mu ya da Çin’i mi?
Bizi korkutamazsınız! Kim korkar hain Kurttan!
‘… Türkiye dış politika ufkunu genişletirken, bağımsızlığından ve egemenliğinden vazgeçmeyecektir. -.. …Hiçbir tehdit veya saldırı bu durumu değiştiremez’. TC Partili Başkan sözcüsü İbrahim Kalın.
‘… Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’yi tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. …Türkiye’ye yönelik tehditler, yaptırımlar veya kabadayılıklar hiçbir işe yaramaz. ABD’yi hem Türkiye’de hem de uluslararası camiada yalnızlaştırır. TC Partili Başkan sözcüsü İbrahim Kalın.
Tanrı Amerika’yı korusun…
Bu ülkede Darbeler, Amerika bilgisi dahilinde yapılmıştır. Bu ülkede iktidar olan başbakanların, darbeci generallerin serüvenlerine bakmak gerekir. Onların yeminleri Amerika çıkarları üzerinedir.
Amerika vatandaşlık yemini ile, ülkesini reddeden, bu ülkede üst düzey görev alan, iki isim. Tansu Çiller ve Merve Kavakçı. Birisi bu ülkede Başbakanlık yapmış, inanılmaz servet sahibi olmuş. Diğeri 10 günlük milletvekilliği karşılığı olarak milletin sırtından milyonlarca lira tazminat almış, ödül olarak Malezya (Kuala Lumpur) Büyük elçisi yapılmıştır.Ya diğerleri! Kemal Derviş, Mehmet Şimşek ve daha nice bürokrat, sanayici ve iş adamları.
Mustafa Kemal Atatürk. ‘Bir ülke için en büyük düşman, ‘Kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emperyalizmdir’… Demiştir…
Lenin. ‘Dünyanın şimdi gördüğünüz gibi, çok sayıda ezilen millet ile muazzam zenginliklere ve güçlü silahlı kuvvetlere sahip bir avuç ezen millet arasında ikiye bölünmesidir’… Demiştir.
Bana göre de, Emperyalizmin temel özelliği sömürü için kendi devlet anlayışına sahip kişileri iktidara getirmek üzere devlet aygıtını parçalaması, gerektiğinde devleti dağıtmak üzere ülkeyi işgal etmesidir. devletsizleştirmektir.
Siyasal tarihe baktığımızda Türk Amerikan dostluğunun kökenlerini Osmanlı’ya dayandığını görmek mümkün. Osmanlı, bugün olduğu kadar Amerika ile çokta sıkı fıkı değildir. Yinede Amerika’ya ilk öpücük Osmanlının mermer saraylarından 1854 yılında, Abdülmecit döneminde verilmiş, USA Dolarları ilk kez Osmanlı hazinesine teşrif etmiş olup gelen bu para Beykoz ve Küçüksu kasrı ile Dolmabahçe sarayı yapımına harcanmış… Lüks ve şatafat Osmanlı hanedanı içinde sari hastalıktır. Osmanlının en büyük zafiyeti budur.
Kasırların adı villa, Mermer sarayların adı Külliye oldu. Urla’da 20 hektar sit alanda özel villalar. Beştepe’de 1100 odalı külliye… Marmaris’te 400 odalı yazlık külliye…
Bu alışkanlık 164 sene sonra bu topraklarda yeniden hortladı. 16 yılda; 2 trilyon 94 milyar Dolar harcayan, hesap vermeyen siyasetçi, hesap sormayan açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan Taba… Onlar mütemadiyen borçlanıyor. Lüks ve şatafatların borcunu millet ödüyor… Diyorum!
Daha sonra ilk ciddi yakınlaşma 1945’li yıllarda CHP döneminde başlamış, 120 milyon dolar borç istenmiş, ne hikmetse bu para verilmemişti. Demokrat partinin NATO’ya girişi ile önce müttefik. Sonra Dostum. Daha sonra hem müttefik, hem dostum. Daha sonra ‘döverim’ abisi ve ambargo tehditleri başlamıştır. Amerika tehdit etmez, uyarır. Fark üslup ve anlayıştır.
Hey Corc!!! Versene borç… Olmaz Maykıl bende de yok. Sende de yoksa, gel bana kaykıl…
Ben; bu ülkeye, haraç gibi, harç ödüyorum. Haraç gibi ceza ödüyorum. Ben bu ülkeye haraç gibi vergi veriyorum. Üstelik ben bu ülkeye canımı veriyorum. Ya onlar! Diyorum!
‘Burası Türkiye. Siz ne yapıyorsunuz’. Diyor; Recep Tayyip Erdoğan. Görciiiz! Dostum. Bugün Çarşamba
Dostum, Müttefikim… (USA…) Mate ally. United States of America!!!
Gelişmemiş, gelişimini tamamlayamamış ülkeler, kendilerini gelişmekte ülke zannederler ki; ülkesini yönetenlerin kimlerin ülkelerinin sözcüsü olarak atanmışlardır! Kimlikleri iyi okumak gerekir…
Türk kaymakam ve subayları yurt dışı eğitimlerini İngiltere ve Amerika’da tamamlar. Kısaca Bu sevicilik tabanda değil. Tavanda şekillenir.
Amerika Harp Akademisi ve Kraliyet (İngiltere) Harp Akademisi bitirmeyen Türk kurmay subaylarının general olması mümkün değildir. Öyle enteresan ki, onlar Türk Kuvvet komutanlarını ve Genel kurmay başkanlarının gelecek yıllara göre kimler olacağının çetelesini tutar Türkiye uygular.
Osmanlı İmparatorluğu ve TSK 1920 -1949 yılları arası Alman Silahlı kuvvetleri sistemini kullanırken, 1950’lili yıllarda Amerikan Silahlı Kuvvetler sistemine geçmiştir.
devamı yarın