BİZİ BİZ YAPAN SEÇİMLERİMİZ!
İtirazı olan var mı?
Sen millisin. Sen milli ol. Sen milli kal!!! Yanında küçük ortağınla!
Din baronlarıyla aynı sofrayı paylaşan tatlı su solcusu muhalefet!!!
Cumhuriyet rejimine ‘Reklam Arası’… Parlamenter sisteme ‘Dükkan’; diyenler.
Takla atmak. Maymunluk yapmak. Yağ çekmek. Mütemadiyen yalan söylemek. Hayal dünyasında uydurulmuş politikalar vs. Bu adamların işi gerçekten zor!!!
Aslında her krala bir soytarı gerekirde! İyi ki bizde kral yok! Ancak bizde herkes kral. Bunun için soytarı bulmak çok zor! Ancak şamar oğlanı bulmak çok kolay. ‘Osmanlı Tokadı’ sözcüğünü kullananlar şamar oğlanlarını bilirler… Onların fıtratında ‘arayan bulur’ deyimi meşhurdur.
Toplum için varlık gösteremeyenler, varlığın içinde var olmak için; yanlışlara sözcülük ederken, bayağılıda sergilediklerinin farkında değiller. Bunlar siyasi ömürlerini uzatmaya çalışan, ideolojisi olmayan, ufak tefek siyasi partiler ve onların genel başkanları, ağabeylerinin yanında kendilerine yer açtılar. Dün birbirlerine küfredenler. Onurlarını ayak altına almış fosiller, şimdi kraldan daha kralcılar. Yalan mı? Bunun içindir ki; her himmetin, bir külfeti vardır.
Kişisel çıkar; toplum çıkarlarının önüne geçmiş ise!!! Kirli siyaset!
Ahlak yasaları önce siyasiler için çıkartılmalı. Ahlaksızlar kendilerini hizaya getirecek yasaları çıkartacak kadar cesur olamazlar.
Kendilerini siyaset arenasının en iyisi zannedenler, etrafını görmez. Bunlar için siyaset bir meslektir. Siyaset çöplüğüne dökülmemek için sıraya girenler ve ahlak! Siyasi ömürleri sadece tabelalardan ibaret olan, başka partiye ilhak eden siyasi liderler! Ve payanda partiler! Yalanla yönetilen bir ülkede kuyruk olmuş seçmen.
Parti ideolojisi olmayan, millet çıkarı yerine kişisel çıkarlarını gözeten, doktrini olmayan siyasiler; onların yandaşları. Yoldaşları. Dava arkadaşları…
İç ve Dış politikaları, lafazanlık olan! Temel değerleri ayaklar altına alınmış. Öncelikleri olmayan, vizyonu eksik. Misyonu başka anlayışa göre şekillenmiş. Siyasetin ufak tefek taşları.
Onlar milletin vekili değildir. Ancak adları milletvekilidir; akıl ve fikir üretemezler. Onlar bilir ki; göbeğinden pamuk ipliği ile parti ağalarına bağlıdırlar. Mütemadiyen ‘kopma’ korkusu yaşarlar. Kişisel çıkar korkusudur insanı insanlığından çıkartan. Millet onlar için sadece teferruattır. Onlar için millet dedikleri siluetler; vergi veren, askere giden, ölen, kader anlayışına teslim olmuş, isyanı olmayan, düşünmeyen, üretmeyen, ancak üreyen canlı yığınıdır.
Onlardır ki; isimlerinin başına Milletvekili yaftası vardır. Milletin kaderi yerine, lider arzusuna göre parmak kaldırıp parmak indiren ipleri bir başkasına teslim edilmiş plastik kuklalardan çokta farklı değildir.
Gizli oylamada bile; milli ve millet çıkarı bir yana itilir. Lider; ‘böyle istiyor’… Diye; düşün melekesi ile liderine bağlıdır. Adı Milletvekili ama esasında ‘Tek adamın imtiyazlı parmak kaldırıcısı’ olmayı peşinen kabul etmiştir. Saygınlığı olmayan. Diğer yanda hak etmeyenlerin karşısında el pençe divan duran fikirsiz anlayış.
Mafya babasını, hırsızı, gaspçıyı, katili kurtarma işini aklına koymuş, tehdit eden bir küçük ortak. Ekonomik krizin etkilerinin ne olduğunu bilmeyen, milleti kendi etrafına toplanan şak şakçılardan maruf zanneden anlayış. Ahlat’a (Siirt) 10 dönüm üzerine ‘Otağ’ (Saray) yapımı öneriyor. Diğeri kabul ediyor.
Duran saraylar. Uçan saraylar. Üç paraya talim eden yığınlar dolusu insanlar.
Bir yerde sesleri kısılmış bir avuç aydın. Diğer yanda arsız, utanmaz bir çuval ukala!
Bugün; bu savurganlığın hukuki hesabın sorulamıyor olması, gelecekte sorulamaz anlamına gelmemeli!
Bu ülkenin kaderiyle, geleceği ile oynamak bu kadar kolay, bu kadar basit olmamalı. Ülkenin parası bu kadar kolay harcanmamalı! Mütemadiyen kandırılan, mütemadiyen kandırmaya devam ediyor, öne sürülen onca yalanlara birileri mutlak kanıyorsa; bir yerlerde bir sorun var demektir.
Tulumbada su bitti mi! Bu meçhul… Yurt dışı finans çevreleri, bağımsız olması gereken Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası için ‘Otokratik’ yönetim altında, bağımsızlığını yitirmiştir algısı hakim kılınmış ise; birilerinin ‘Suni’ dediği döviz hareketinden lira milyarderleri fırsatçılar. Bu fırsatı yaratanların ülke umurunda değil.
İğneden ipliğe her şeye zam geldi. Gelmeye devam edecek. İçtiğiniz su dahil. Ayağınızda eskittiğiniz pabucunuza kadar. Aralık ayında bütün dolaylı dolaysız vergilere, harçlara ve cezalara %100’yakın zam gelecek. Yeni, yeni vergiler peydahlayacaklar. Zevahiri kurtarma ve yeniden kandırma politikaları üretip, dini kullanacaklar. Diğer yanda Dolar duasına çıkan cehalet. Bu cehalet onların en iyi argümanı.
Dolar 0,10 kuruşa inse dahi, her şey (pahalılık, yapılan zamlar) kalıcı. Çünkü sen Lira ile yaşıyorsun. Oylarınla beslediklerin, sıfırlayamadıkları Dolar ile besleniyorlar.
Sahi bu ülkeyi 16 yıldır Nijerya siyasilerimi yönetiyordu! Soran, sorgulayan yok. Zaten cevap verende yok.
İngiltere’de borç arayışına, Amerika’ya ekonomik çözüm arayışı için gidenler! Suriye krizinde reis ve damat İran’da yan yana, Milli Savunma Bakanı arkada. Konu mankenliğinde geri plan.
Erdoğan; ‘Bugün olduğu gibi yeni yönetim sisteminde de para politikalarında küresel yönetişim ilkelerine bağlı kalmayı sürdüreceğiz ama küresel yönetişim biçimlerinin de ülkemizi bitirmesine müsaade etmeyeceğiz. Özellikle mali disiplinin süreceğinden ve finansal istikrarın gereğinin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın’. Sözlerin ardından Dolar tavan yaptı.
Buda geçer yahû!!! Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin ‘Yönetim Kurul başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkan vekili Damat Berat Albayrak oldu!!!
Buda geçer yahû!!! Sarayda, Zencefilli somon suşiyle, susamlı levrek simidi. Starex meyvesi ile Aloeverayla chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie içecekler. Uçaklarda günlük 130 tür menü. Lazanyalı kalkan balığı.
Buda geçer yahû!!! Katar Emir’i 400 milyonluk uçan saray hediye etti.
