BİR TOPLUM KENDİNİ MAHKUM EDER Mİ?
Alttan kalkıp, üstekini puşt etmek!
Okulları üçe beşe böldüler. Nitelikli, niteliksiz okullar yarattılar. Kuran kursları açtılar. Tarikatları finansa edip beslediler. Bu anlayışla, bu ülkede… Zihinsel ve bedensel gelişimini tamamlayamamış, bedensel temizliğini dahi yapamayacak yaşta, ana dilini zor konuşan çocuklar, ‘Pedagojik’ eğitim yoksunu imamlara, tarikat müritlerine din öğretisi için teslim ediliyor.
Buralarda, çocuklar ya temizlik işçisi gibi çalıştırılıyor, ya çocuklar cinsel istismara uğruyor, ya da şiddet görüyor.
Çocuklar bu çağ dışı kurslarda 5-6 yaşlarında ibadet yerine cinsel ayrımcılığı öğreniyor. Bu ülkede 6 milyon çocuk gelin var. Bu ülkede Pedofili hastalığına tutulmuş sapıklar var. Ama onlar İmam Nikahı altında, İmamın onayı ile hasta akılların koynuna sokuluyor… Bu anlayış olağanlaştırılıyor. Diyanet başkanlığı 9 yaşındaki kız çocuk için evlenebilir fetvası verebiliyor.
Bunları biliyoruz ama! Yetmiyor. İllaki dindar nesil!
“Dindar nesil” yetiştireceğim diye yedi kez milli eğitim bakanı, okul ve sınav sistemlerini değiştirdiler. Güzel Sanatlar, Devlet liselerini Anadolu ve Fen liseleri için ya Öğrencisi yok dediler. Boşalttılar… Yada bir bahane ile okul binalarını yıkıp yerine yaptıkları okulların alnına ‘İmam Hatip’ tabelası çakıp, adına ‘eğitimde çağ’ dediler. Her tarafta mantar gibi İmam Hatipler çoğaldı.
Üniversitelerde de öğrencisi yok bahanesiyle, Biyoloji bölümlerini, Matematik, kimya bölümlerini kapattılar, yerlerine İslam enstitüsü ve ilahiyat fakültesi kurdular. Bir ülkenin Yüksek eğitim kurumları, Fen bilimlerini ortadan kaldırmışsa doktor, mühendis yetiştiremezsiniz. İmamın yaptığı bina, köprü çöker, yol bozulur. Tedavi edilebilir hastalıklardan insanlar ölür.
Bu milletin çocuğuna ve millete dayatan, kendileri hastalandıklarında neden nefesi, kuvvetli bir şeyhe, imama gitmiyorlar. Kendi çocukları neden çağdaş ülkelerin okullarında okuyor. Villalarını neden en ileri teknolojiyle donanmış imamlara değil de , mühendislere yaptırıyorlar. Yatırımları neden Mısır, Suudi Arabistan, Katar vb değil de. Avrupa veya Amerika’da?
Tüm imkanlar diğer devlet okulları yerine İmam Hatiplere kaydırıldı. Olmadı… Çocukların kollarından tutulup zorla bu okullara kaydedilmesine rağmen yine olmadı. Kayıt sistemleri değiştirildi yine olmadı. Çocuklar ya okuldan kaçtılar. Yada intihar ettiler.
Bu okullarda kız çocukları tesettüre sokulurken, karma eğitim sistemi rafa kaldırıldı. Çağdaşlıktan öteye; müfredatta Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı yalan ve safsata eğitim sistemine dahil edildi. Sonuçlara bakarsanız olmadı. Bu millet çocuğunu İmam Hatiple bir şey olmayacağını anladı. Bu millet çocuklarını kör bir anlayışın arka bahçesi ve militanı yaptırmam dedi.
Açıkça ‘İmam Hatip’ projesi çöküşte. Aileler ve çocuklar çağdaşlığı seçtiler.
Türk Milli Eğitimine baktığınızda açıkça görünen şudur ki; Milli Eğitimin kendisinin de; eğitim problemi olduğunu görürsünüz. Eğitim devlet ideolojisidir. Eğitim; çağdaş ülkelerde, ülke geleceği ve çıkarları üzerine monte edilmiş en önemli yapı taşıdır. İktidarlar eğitim ideolojisiyle rejimleri yeniden şekillendirmek yerine çağdaş geleceği hedef olarak almalı.
Bir bebeğin dünyaya gelişi, büyüyüp gelişmesi ve bir yetişkin olması! Dünyaya geldiğinde yaşama dair hiçbir bilgisi olmayan bu bebeğin yaşamayı öğrenmesi! Yani konuşmayı, yürümeyi, yemek yemeyi, şarkı söylemeyi, oyunlar kurmayı ve oynamayı, kavga etmeyi, fareden korkmayı, bisiklete binmeyi, insanları sevmeyi, kopya çekmeyi, trafik kurallarını ve onlara uymamayı, flört etmeyi, doktor, hemşire, mühendis ya da öğretmen olmayı!
“Yaşamayı öğrenmek” için ne kadar çok davranış öğrenmemiz gerektiğinin bir listesini yapmak mümkün olsa bu listenin uzunluğu ne kadar olur dersiniz? Öyleyse; bırakın çocuklar özgür büyüsün. Bırakın mesleklerini, eşlerini kendileri seçsinler. Onların akıl ve zekaları, bugün ki; yetişkinlerden fersah, fersah önde. Kabullenin.
Onlar bizden olmayanlar ‘Dindar’ değildir diyorlarsa.
Çocuklara, cinsiyet, erkek ve kadın ayrımcılığından önce, Adaletli davranmayı, Adil olmayı. Saygıyı ve sevgiyi. Doğaya, Çevreye duyarlılığı. Hayvan ve İnsan öldürmenin, hırsızlığın, rüşvetin milletin sırtından saltanat sürmenin haram ve günahından anlatsınlar. Ahlak öğretisi; 9 yaşında kız çocuğuna erkeğin yaşının önemli olmadığını, evlenebileceğini, eğitim kurumu İmam Hatiplerde anlatmak, Cennette 40 huri, safsatası ile kafaları karıştırmak değil.
‘… Kontenjanı sınırlı tutarak, nitelikli öğrenci alınan, gönüllülük esasıyla çalışan imam hatip sistemini, herkese zorla dayatılan, hobaraaa diye girilen, akademik başarısı yerlerde sürünen, mütedeyyin ailelerin bile fellik, fellik kaçtığı bir sistem haline getirmenin sebebi, bu’. Yılmaz Özdil Sözcü
Eğitim ideolojisinin, çağdaş eğitim normlarına dayatılması gerekirken, uygulama, iktidarların fraksiyonlarının ülkenin kuruluş felsefesine aykırı olması, rejim değişikliliğinin alt yapısının şekillendirilmesidir. Öğreticinin veya devletin öğreticisinin eğitim ideolojisini genç bireye aktarması, dayatması ve kabul ettirmesidir. Böyle bir anlayış Dünya’da yoktur. Her ülkenin Eğitim doktrini vardır. Değişmez. Sadece dünya normlarında geliştirilir.
Amaç Laik ve bilimsel eğitim değil. Amaç; bütün okullarda ‘Laik, bilimsel’ eğitim yerine dinsel referanslara dayalı eğitime geçme çabasıdır. Laik devlet cinsiyet ayrımı yapmaz. ‘Vehhabilik’ Türk Milli Eğitim politikası olamaz. Bu anlayış, Türk eğitim sistemi ile bireyleri Dünya’dan uzaklaştırır.
Devletin görevi safsatalarla değil. Türkiye Cumhuriyetin kuruluş felsefesine inanmış, devletine bağlı; bilimi aklı ve fenni araç haline getirebilecek bireyler yetiştirmektir. Atatürk devrimleriyle, siyasi, idari, iktisadi ve kültürel alanda yapılan değişimlerden amaç gelişmiş medeniyetleri hedeflemekti. Bunun hayata geçebilmesi için çağdaş eğitim sistemi mutlak ön görülmüştü.
Ya bugün! 95 yıl geriye dönüş…
Eğitim programının dört öğesi bulunur. ‘Hedef, İçerik, Öğrenme Süreci, Değerlendirme’. Dört başlığa konulan ilkelerden ilki. Bilimsel eğitim değil. ‘Dinsel’ eğitim. Öğrenme yaşı. Okul süreleri, pedagojik süreç ve algı yerine, 4+4 veya 4+3 gibi mantıksal izahı dahi zor yapılan ayarlamalar. Değerlendirme. çağdaş eğitimden uzaklaşan. Okulların ve öğrencilerin, bilimsel bilgi ölçeği uluslararası standardın altına düşmüş olması, bugün ki eğitim sisteminin en çarpıcı şeklidir.
Milli Eğitim Bakanlığımı, Diyanet işeri Eğitim daire başkanlığımı?
Milli Eğitim Bakanlığı; tarikatlara bağlı 18 vakıf cemaat ve benzeri gruplarla anlaşma yapıyor. Nedenlerini soran, sorgulayan yok. Çağdaş eğitimin suyumu çıktı diyen yok. Milletin çocuğunu çuvala sokmak, oğlanlara potur ve sarık giydirmek için uğraşanların amacı gelecekte bunların eline silah vermekten öte değil.
Bu ulusun yurttaşları görmüyor. Anlamak istemiyorlar. Yoksulluk başa bela bir dert… Beleş yemek. Beleş yatakhane, Beleş servis… Bu tuzağa düşen adamın kulpu hazır. ‘Dini bütün’… Kız çocuğu için; ‘Kadından İmam yok’ lafı çok anlam bulmuyor. Çocukları çağdaş bir Dünya’dan koparıp çuvala sokmak. Bir adamın ikinci, üçüncü eşi yapmak. En acısı kadını ve kız çocuğunu eşya olarak görmek.
Çağdaş toplumun inşası kimlere emanet? Anne ve babalar çocuklarını hangi ehil ellere emanet ettiğinin ne kadar farkında!
Devletin görevi sadece vergi toplamak. Askere adam almak değildir. Çağdaş eğitim vermek devletin asli görevidir.
Lütfen çocuklarınızı dinleyin.