Atila İNCE NEŞET ERTAŞ

29 Eylül 2018
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2168 defa okundu.
Atila İNCE  NEŞET ERTAŞ

Atila İNCE

NEŞET ERTAŞ

1997’de Samsun’da çalışıyorum.

Oturduğum apartmanın yakınında kahvehane vardı.

Bende kahvehaneye gider, üç-beş kişiyle sohbet ederdim.

Bir gün bunlardan biri bana memleketimi sordu.

Kırşehir’liyim, dedim.

Neşet ERTAŞ’ı bilir misin dedi.

**Abi sen ne diyon Neşet Ertaş’ı bilmeyen Kırşehir’li mi olur dedim.

–Gurban olduğum Neşet’imle askerde beraberdik.

–Onu tanımam çok ilginç oldu.

–Askerde komutan emir eriydim.

–Komutan bir gün beni çağırdı.

–Yeni gelen askerlerin mesleğini öğren.

–Garnizonda çalışabilecekleri tesbit et dedi.

–Askerlere, sivilde ne iş yapardın diye, soruyorum.

–Duvarın dibinde oturan karayağız, gözleri parlak birine sıra geldi,

Askerlikten önce düğünlerde türkü çığırırım, dedi.

–Senin adın ne dedim.

Neşet Ertaş..!

–Bu arada Neşet Ertaş’in türküleri garnizonun hoparlöründen söyleniyor.

–Bir de türkücü Neşet Ertaş var, sen onu bilir misin dedim,

Plaklarda türkü söyleyen Neşet Ertaş benim, dedi.

–Bende, türkücü Neşet Ertaş kim? Sen kimsin? Yalan söyleme dedim.

–Yüzüme baktı,

Niye yalan söylüyüm, türküde çığırırım, vatan görevimi de yaparım, dedi.

–Tabi ben inanmadım, her türlü insanla karşılaşıyoruz.

–Dedim ki, haydi bir türkü söylede seni bir dinleyim.

–Bir başladı türkü söylemeye, türkücü Neşet Ertaş’ın aynısı.

–Nufüs cüzdanını getir bakalım dedim,

–Getirdi, bana uzattı.

–Adı soyadı: Neşet Ertaş

–Doğum Yeri: Kırşehir

–Tabi böyle olunca ben inandım,

–Ama bir türkücü böyle sıradan nasıl olur dedim?

–Neşet Ertaş’ı yanıma aldım, komutana götürdüm.

–Komutanın kapısına varınca,

–Sen az bekle, dedim.

–İçeri girdim, tekmil verdim,

–Komutanım, kendini Neşet Ertaş olarak tanıtan birini getirdim,

–Kasetleri yeni çıkan Neşet Ertaş olduğunu söylüyor.

–Komutan bana, türkücü Neşet Ertaş buraya düşmez dedi.

–Komutanım ben türkü söylettim, aynısı dedim.

–Çağır bakalım şu askeri, dedi,

–Neşet Ertaş’ı komutanın karşısına geçti.

–Komutan adını, soyadını, memleketini sordu.

–Sivilde ne iş yaptığını sordu,

Düğünlerde türkü çığırırım, dedi.

–Komutan, Neşet Ertaş’a, bildiğin bir türküyü söyle, dedi.

–Neşet bir başladı söylemeye, sesi hoparlörden daha iyi çıkıyor.

–Komutan Neşet Ertaş’a, sen artık askerliğini Orduevinde yapacaksın, dedi.

–Banada gerekli işlemleri yap emri verdi, odadan çıktık

–Neşet Ertaş’a, yaşadın sen, orduevinde türkü söyleyerek askerliğini yapacaksın, dedim.

–Bana döndü;

Memlekete döndüğümde, Neşet, askerliği türkü çığırarak yapmış derler,

Benimle birlikte askerliğe gelen hemşerilerim var, onlara ayıp olur,

Eller (başkaları) nasıl askerlik yapıyosa ben öyle yapıyım,

Beni garip bırakmayın, vatan borcumu herkesinen beraber yapıyım.

–Neşet, askerlikte emir geçerlidir,

–Bu kışlada yapacağın her görev kutsaldır, bir vatan hizmetidir, dedim

–Neşet Ertaş, böylece askerliğin sonuna kadar orduevinde sahne aldı.

–Daha sonraları çok samimi olduk, bana çok hayat hikayesini anlatırdı.

–Askerlik sonrası uzun bir süre haberleştik, daha sonra iletişimimiz kesildi.

 

>> Anadolu’nun yüreğini sazının tellerine dokumuş,

>> Halkının acısını, sızısını, çilesini diline destan etmiş,

>> Aşkı, sevgiyi, insanı türkülerine katık etmiş,

>> Bozkır’ın mütevazi kara yağız yiğit adamı,

 

Neşet ERTAŞ, ruhun şad olsun..!

Bu ülkede yeri doldurulamayan ender insanlardansın..!

 

Anahtar Kelime:
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN