Atatürk’ün Vefatının Dış Basındaki Yansımaları (17)

10 Kasım 2020
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2505 defa okundu.
Atatürk’ün Vefatının  Dış Basındaki Yansımaları (17)

  Kerrar Esat Atalay’ın Yeniçağ gazetesinde yayımlanan çeşitli kaynaklardan faydalandığı Atatürk’ün  vefatı ve dış basındaki yankıları konulu  yazılarına devam edeceğim.

Yazımın başında bahsettiğim yazar  konu ile ilgili Doç. Dr. Nurcan Toksoy’un makalesinden alıntı yaparak  konuya şöyle başlıyor.

   Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Fakat o, oluşturduğu misyondan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip araştırılmaktadır. O gerçekleştirdiği  Türk Milli Mücadelesiyle  sadece Türk Milletinin kadereini değiştirmemiş, dünyanın sömürülen ve esaret altında ezilen  birçok millete de umut ışığı olmuştur. XX. Yüzyılı en büyük lideri olarak kabul edilen Atatürk, öldükten sonra bütün dünya basını onun hakkında günlerce yayın yapmışlardır

    Bulgaristan’da yayınlanan Slova Gazetesine Atatürk’ün vefatı nedeniyle bir demeç veren eski başbakanlardan Andre Taşef şunları söylemiştir. “Atatürk’ün imzası Türk tarihinde ebedi olarak altın harflerle yazılı kalacaktır. Çünkü bu adı taşıyan adam, en buhranlı anlarda yalnız memleketinin şeref ve namusunu kurtarmakla kalmamış, nisbeten çok kısa bir devirde memleketini yükseltmiş ve miletinin umumi terakki yolunda ilerletmiştir. Atatürk eski harflerle yaşamış bir rejimi gömmekle asla tereddüt edmedi. Emsali görülmemiş ve işitilmemiş bir cesaretle derin bir islahat silsilesini ele almış ve dünyayı hayrette bırakan enerjiyi bir suretle tahakkuk ettirmiştir.” Bu övgü dolu ifadelerin ardından bütün Bulgar milletinin Türkiye’ye ve Türklere karşı samimi dostluk beslediğini sözlerine de eklemiştir.

    Utro adlı Bulgaristan gazetesi, Başbakan  Musanof’un bir konuşmasını  başmakalesinde yayınlamıştır. Başbakan makalede; “Atatürk Türkiye’yi ihya ve teceddüdün temellerini attı. Bulgaristan hakkında iyi emeller besliyordu. Bana dedi ki; Bulgaristan ve Türkiye dost olmalıdırlar. Bulgaristan’ hasım olan Türkiye’ye hasımdır.”

   La Parole Bulgare adlı Bulgaristan gazetesinde Atatürk’ün vefatı nedeniyle çıkan yazıda; Atatürk’ün olağansütü meziyetleri anlatıldıktan sonra, bilhassa dış politikadaki başarılarına dikkat çekerek şunları yazmıştır:  “Dahili vaziyeti tersin (süzmek) etmiş olan genç Cumhuriyet, mümtaz reisinin  idaresi altında siyasetini bütün memleketlerle anlaşma yoluna doğru sevk etmiştir. Çok basiretkârane olan bu syasetin semeresi, Türkiye’nin komşularıyla ve bütün devletlerle olan münasebetlerinin salah bulması olmuştur. Atatürk’ün ve mesai arkadaşlarının birer harika olan eserlerini hayranlıkla takip eden Bulgaristan, 18 Kasım 1925’de Türkiye ile bir daimi dostluk,  6 Mart 1929’da bir tarafsızlık, uzlaşma  adil müzaheret ve hakemlik muahedesi akdetmiştir. O zamandan beri iki memleket arasındaki münasebetler müsait bir şekilde inkişaf etmiştir. Balkanların teşriki mesaisi fikrine azimkârene  bağlı olan Kemal Atatürk, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluğun  takviyesine kuvvetle yardım etmiştir. Gerçekte Atatürk ile Bulgarların yapacakları mesai birliğinin Balkanlar yarımadasında sulh için en iyi zamanlardan biri olduğu mütalaasında idi. Bundan dolayı Bulgar milleti, onun naşı huzurunda saygı ile eğilir.”

  Türkiye’de eğitim görmüş Türk Dili, Türk Tarihi ve Türk Kültürü hakkında geniş bilgisi olan Bulgar S. Bobçev, onun hakkında yazdığı yazılarda özellikle harf inkılabı üzerinde durmuş ve refaormlarından  bilhassa bahsetmiştir. Bir yazısında; “Kemal Paşanın bulunmadığı ve olmayacağı zamanlar, davasının buhran geçireceği korkusu yoktur. Mustafa Kemal’in  yabancı ve Türk düşmanları Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu ulu binanın kendisinin yönetimin başında bulunmayınca ve yönetime katılmayınca, yıkılmalarını beklemek boşunadır. Eski Türkiye ortadan kalktı, eski  Türkiye öldü. Yeni Türkiye değiştirilmez, reddedilmez bir gerçektir. Geri dönmek yoktur. Hep ileri ve ileri gidecektir” Demiştir.     Sofra Üniversitesinde hukuk Profesörü olan İvan Georgiev Altınov, “Doğu Sorunu ve Türkiye” adlı araştırmasında özel olarak M. Kemal’in kişiliğini  inceleyerek şöyle yazmıştır; “Mustafa Kemal Paşa’nın kişiliğinin doğudaki etkisinden daha tipik bir olay var olduğunu sanmam. Onun siması Anadolu’da doğan milli faaliyeti tamamen canlandırmaktadır…”diye yazmıştır.

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN