25 Şubat 2019
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
1764 defa okundu.

Eğitim ve Sanat

Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi, eğitim alanları içerisinde en temel tercih alanlarından biridir. Elbette bu önemi nedeniyle de öğrencisi ve hocasıyla birlikte alanda çalışan herkesin sürekli bilgi güncellemesini gerçekleştirmesi kaçınılmazdır. Kamu Yönetimindeki değişimler sadece teknolojinin değil, toplumsal tüm süreçlerin de dönüşümlerini yansıtır. Küresel ağlar toplumu sardıkça, yaşam tarzları, öncelikler, siyasal eğilimler değiştikçe bu bilim alanı da değişmektedir.

         Liberal dünyanın kamusal olanı, kamu kurumlarını, kamu yöneticilerini çeşitli açılardan suçlayıp, özgürlük vaadiyle özelleştirmeyi, sivilleşmeyi vb söylem alanına yaymalarına bakmayın. Devlet politikaları ile korunmayan, devletten ayrıcalıklı ihale almaya çalışmayan bir büyük sermaye şirketi olmadığı gibi sadece bu ayrıcalıklardan yararlanmak için siyaset yapan ya da siyasetçilerin yanında duran bir sistem bulunduğunu da hepimiz biliriz.

Dolayısıyla liberalizm pek de öyle serbest piyasa filan istemez. Hatta sivil toplum da istemez. Sivil toplum örgütleri de ancak ekonomik yönden güçlü olurlarsa iktidara taleplerini iletebilirler. Bunlar öğrencilerimin kafalarını karıştırmak ve teorik bilgilerini sorgulatmak için değil; süreçlerin bütüncüllüğünü görmeleri için önemlidir. Bu sadece ülkemizde değil, dünyada da böyledir ve “serbest piyasa” söylemi geliştirirken; “batan bankaları kurtaran” bir sistem inandırıcı da olamaz.

         Bu gerçekleri ve reel dünyayı anlattıktan sonra teorileri, ideal modelleri ve sapmaları anlatmak gerekir. Konuya böyle yaklaşmanın önemi, öğrencinin dünyaya bütüncül bakma yetisini geliştirmek için önemlidir. Yoksa ellerine “yönetim bilimi” diye bazı şablonlar vermek ve dışarıda bu şablonlara hiçbir şekilde uymayan bir dünyaya onları göndermek, iki tarafın da emeğine yazık etmek demektir.

Bu nedenledir ki eğitimin en önemli parçası, öğrencilerin sorgulama yetilerini geliştirmektir. Bu da çok disiplinli dediğimiz yani diğer bilim alanlarında özellikle tarih, ekonomi ve daha pek çok alanı da gözlemlemesi için destek olmakla mümkündür.

         Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümlerinin en temel konularından biri kuşkusuz kentleşmedir. Kentbilim eğitimi günümüzde dünyanın neredeyse tamamen kentleşmeye doğru gitmesi, kentsel sorunların çevre bilimleri ile ortak çözümü gerektirmesi gibi nedenlerle daha da önem kazanmaktadır. Yoksulluk, sosyal adalet, sağlıklı çevre gibi temel haklar ve sorunlar, ağırlıklı olarak kentsel siyasetin ve kent sosyolojisinin çevresinde dönmektedir.

Bu nedenle kentbilim eğitiminde sanatsal perspektifin de önemli olmasını gerektirmektedir. Çünkü sanat hem dünyayı güzelleştirmenin bir aracı hem de dünyaya daha eleştirel bakabilme ve yeni çözümler üretebilmenin de anahtarıdır. Kentbilim eğitiminde sanatın ve özellikle benim çok ilgili olduğum edebiyatın bir araç olarak kullanılması fikrini taşıyan bildirimle geçen hafta sonu Kayseri’de önemli bir toplantıya katıldım. Kamu Yönetimi alanının tüm duayen hocaları, 16 yıldır Kamu Yönetimi Forumu KAYFOR organizasyonunu Türkiye’nin dört bir köşesinde gerçekleştirmekteler. Bu yıl 16. KAYFOR, Kayseri Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nde toplandı ve “Kamu Yönetimi Eğitimi” konusu tema olarak masaya yatırıldı.

         Kuşkusuz benim edebiyata verdiğim önemi yazılarımı takip edenler bilir. Her yazım muhakkak bir edebi esere atıf yapar, bunu görev bilirim. Dolayısıyla görüşlerimi sizinle daha çok paylaşacağım. Ama bu seferlik İlber Ortaylı hocamın bir sözünü de görüşlerime dayanak olarak göstermek isterim. Hocam kentleri bir sanat eseri olarak gören yöneticiler de aramamızı istemekte ve İstanbul’u yönetecek belediye başkanı için işte bu tür bir bakış açısı talep etmektedir. Ona göre, bu kişi, “güzellikten anlayan değil, ona adeta tapınan” ve “bu muhteşem şehrin vereceği hazza tırmanmaya çalışan biri olmalıdır… bu keyfiyeti havsalası almayan …adamlara bu şehir rey vermemelidir.” (2006: 133-134) Biz de tarihi kimliği ve eserleriyle en özel köşelerden olan Kırşehir için benzer bir yaklaşım göstermeli ve bu kentin güzelliklerini gözetecek, koruyacak adayı aramalıyız. Benim hoca olarak sorumluluğum da bu duyarlığın önemini anlayacak kadar sanata yakın olabilecek öğrenciler yetiştirmektir.

Anahtar Kelime:
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN