UNUTTURULMAK İSTENEN DOĞU TÜRKİSTAN (10)
(Mehmet Kasım Cantürk’ü Hayattayken Tanıyanların Anıları)
Türkiye’ye hicret eden Doğu Türkistan Türkleri kafile başkanı Mehmet Kasım ve arkadaşlarının doğup büyüdükleri yurtlarından 5000 metre yükseklikteki meşhur Pamir yayları üzerinden aylarca yürüdükten sonra Afganistan’a iltica etmişlerdir.
Afganistan’a sığındıktan sonra İstanbul’daki Doğu Türkistan göçmenler Cemiyetine müracaat eden bu Doğu Türkistanlılar, Türkiye’ye göç etmek istediklerini bildirmişler. Bunun üzerine ilk önce 1963 tarihinde 118 aile ve 1967 tarihinde de 165 kişilik aile iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye getirilerek Kayseri iline yerleştirilmişler. Mehmet Kasım Cantürk ve arkadaşlarının Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye hicretleri ile ilgili olarak Cantürk’ü hayatta iken tanıyan ve onla ilgili hatıraları olan kişilerden “ Bağımsız Türkistanlılar Derneği “başkanı Erkin Beg Uygurtürk’ün anıların:
Kutsal davaların insanları her dönemde olmuş ancak zor yetişmiş nadide şahsiyetlerdir. Çünkü dava adamı olmak fedakarlık gerektirir. Sıradan insanlar, zayıf şahsiyetlidir. Ufak hesaplar içinde olanlar, menfaatperestler ve en önemlisi küçük zorluklar karşısında arkadaşını satanlar hiçbir zaman ister hak ister batıl davaları olsun; dava adamı olamazlar.
Dava adamı demek; anne, baba , eş çocuk, mal mülk demeden fedakarlıkta bulunabilmektir.
Dava adamı demek; herkes uyurken sabahlara kadar düşünen ve çalışan insan demektir.
Dava adamı demek; yola çıktığı arkadaşlarını satmamaktır.
Dava adamı demek; samimi olmaktır.
Dava adamı demek; sevdiklerine ansızın veda edebilmektir.
Dava adamı demek; Şuayip A.S. gibi sabredebilmektir.
Dava adamı demek; Yusuf A.S. gibi kuyuya atılsa da Allah (c.c) dan ümidi kesmemektir
Dava adamı demek; Varlıkta ve yoklukta da yol arkadaşları ile elindekini paylaşabilmektir.
Dava adamı demek; ADAM GİBİ ADAM OLMAK DEMEKTİR.
Bizler kendimizi dava adamı görmesek de en azından bu yolda çalıştığımızı düşünüyoruz. Büyüklerimizden öğrendiklerimizin üzerine bir şeyler ekleyerek hak davamızda mücadele edğiyoruz.
İşte tam bu noktada, dava adamlığı hususunda merhum büyüğümüz hocamız, yol göstericimiz Mehmet Cantürk Hocamız aklımıza gelmeli. Hak davası olan Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için genç yaşta mücadeleye başlamış, önüne çıkan engellere rağmen yılmamış bir dava adamı örneği. Kayseri’ye gelen Uygur Türklerini bir arada tutmak, Çin işgalini ve Doğu Türkistan’ı unutturmamak için yıllarca mücadele etmiş bir şahsiyet. Afganistan ve Türkiye’de Teşkilatlar kurmuş ve teşkilatcılığı gençlere sürekli aktarmaya çalışmış bir vatanseverdir.
Gece gündüz demeden memleketin her köşesinde davasını anlatmış bir insan. Şu an Doğu Türkistan’ın neresi ve orada neler yaşandığı Türkiye’de biliniyorsa Mehmet Cantürk Hocamız bunda büyük katkıları olduğu inkar edilemez. Sadece Doğu Türkistan davasında siyasi bir kişi olmayan Cantürk Hocamız, aynı zamanda dini bilgisi ile alim bir şahsiyettir. Doğu Türkistan’da medrese eğitimi almış ve kendini sürekli geliştirmiş ulama sınıfına yükselmiş bğir din bilginidir. Bizler daha çocuk yaşta iken dernek binasında bizleri toplayıp bizlere İslami ilk anlatan insanların başında gelen bir alimdir. Cantürk Hocamız saatçilik yaptığı dükkanda bile insanlara ilim öğretmekten geri durmayan ve yüzlerce öğrenci yetiştiren bir eğitim gönüllüsüdür. Cantürk Hocamız, her zaman sert duruşunun yanın da naif bir yapıya da sahip olan merhum hocamız, özellikle gençlere her fırsatta bir şeyler öğretmeye çalışan bir idealisttir.
Aramızdan 2015 yılında ayrılan ve Hakka yürüyen Mehmet Cantürk Hocamıza her zaman şükran borçluyuz. Çünkü şu an bu mukaddes davamız olan Doğu Türkistan davasında bir nefes almaya çalışıyorsak, Cantürk hocamızın bize öğrettiklerinin payı oldukça büyüktür. Bu açıdan bile bakıldığında ona her zaman minnet borçlu olduğumuzu unutmamamız gerekir.
Ondan ve Hak davası yolunda mücadele edenlerden Allah (c.c) razı olsun. Ahrete göçenlerin mekanı cennet olsun İnşallah. Amin.
Haftaya Mehmet Kasım Cantürk’ü hayatta iken tanıyan Ahmet Ersolak ‘ın anılarına yer vereceğiz