ÜLKE BATIYOR, BAKANLAR BAKIYOR, SARAY SALLANIYOR!

15 Aralık 2021
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
1439 defa okundu.
ÜLKE BATIYOR, BAKANLAR BAKIYOR, SARAY SALLANIYOR!

Bülent Demirbaş

Haftalık yazmaya gayret etiğim bu köşe yazıları için her klavyenin başına geçtiğimde dövizdeki dehşet fahiş yükselişlerden bahsettim bir önceki yazılarımın güncelliğini kaybettiğini görüyorum. Zira daha bir iki hafta önce Dolar 12 TL’yi geçti diyerek ekonominin ne kadar zorda olduğunu anlatmışım. Geçen hafta ise ‘durum daha da kötü Dolar 13 TL’yi aştı’ demişim. Dolar ben bu yazıyı hazırlarken en son 14 TL’yi aşmıştı!!! Anlatabildim mi?

Piyasa da büyük bir durgunluk başladı, fiyatlar her gün artıyor, firmalar stok yapmaya başladı, halk artık reyonlarda hem bazı ürünleri bulamıyor hem de buldukları ürünlerin kota ile satıldığını görüyor. Yandaş medyanın her şey güllük gülistanlık, süper devletiz yayınları komedi dalında Oscar’a aday olacak kadar ileri gitmiş durumda. Ülkeyi tüm yetkiler elinde yöneten AKP genel başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve emir komuta zincirindeki ne bakanlar ne diğer siyasiler inandırıcı ve tatmin edici hiçbir şey anlatamıyorlar. AKP’lilerin kullandıkları en büyük savunma argümanı olan ‘bunlar dış güçlerin oyunu, bunlar gizli güçlerin oyunu, aman düşmanlar bizimle uğraşıyor…’ şeklindeki beyanlarını da bu yazıyı hazırlarken bizzat kendi bakanları çürüttü.

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yatırımcılarla yaptığı toplantıda, Erdoğan ve AKP’lilerin hani o her kötü gidişatta sıklıkla dile getirdikleri ‘dış güçlerin ekonomik saldırıları’ iddiasının aksine üstüne basarak açıkça “sorunun dış güçlerin saldırısından değil, ekonomik politikaya duyulan güvensizlikten kaynaklandığını” söyledi. Yeni bakan Sayın Nebati, verdiği söyleşide de, “Dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var” dedi. AKP’liler ve sayın genel başkanları bu açıklamaya ne tepki verir göreceğiz. Artık bir gece yarısı onu da mı değiştirir yoksa başka bir çözüm mü bulur şimdilik bu kısmı bilemiyoruz. Bildiğimiz şey, ekonominin çok kötü olduğu, ülkenin adeta uçurumdan yuvarlandığı bu kaos ve çöküşün artık dış güçlerin işi olmadığı bizatihi AKP’li Maliye Bakanı tarafından da itiraf edilmek suretiyle, müsebbibin hükümet ve sarayın mukimi olduğu iddiasının daha da kuvvetle muhtemel olduğu yönünde kanaatin arttığı gerçeğidir.

Ülkede yargı bağımsızlığı meselesi her geçen gün daha da kangrene dönüşerek Türkiye’yi de uluslar arası arenada her zaman çok zora sokan bir demokrasi ve insan hakları sorunu olmaya devam ederken, Uluslar arası ilişkilerde gerek komşularla gerekse Avrupa ülkeleri ile ciddi siyasi sorunlarımız artarken, ekonomimiz artık durma aşamasını geçip adeta çökme ve yıkım aşamasına dönüşürken, ülkede açlıkla ve işsizlikle mücadele edenlerin sayısı milyonlarla ifade edilirken, belediye ekmek fırınlarının önünde ekmeği daha ucuza alabilmek için upuzun kuyruklar oluşurken bu millete çağ atlayan Türkiye’den bahseden siyasileri ekranlarda halen görüyor olmak tahammül edilir gibi değildir. Bu durum milletin sadece saflığı ile değil artık açlığı ve yokluğu ile de adeta alay edilmek demek değil midir? Tüm bu yaşanan acı olayları AKP genel başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Bakara suresinden ayet okuyarak sabır edin demekten başka bir şey yapamamıştır. Gerçi Bakara suresini duyunca çoğu kişinin aklına ilk gelen Bakara-Makaracı o eski bakan olmuştur sanırım. Kendisi şimdi Prag’da Türkiye’nin Büyükelçisi olarak görevini ifa etmeye devam ediyor, Bakara suresinden halen Cuma mesajları için ayet alıntıları atıyor mudur bilmiyoruz tabi(!)

AKP iktidarı çöküşünün gayet net farkındadır ve çılgınlar gibi bir çıkış, bir çare aramaktadır. Milletin iktidara güveni kalmamış, tüm güç ve yetkileri kendinde toplamış bir tek adam rejimine dönüşmeye başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tam bir garabet yönetim biçimi olarak insanların beklentilerini karşılamamış olması bir yana artık derin bir şüpheyle bakılan bir siyasi ve demokrasi yarası haline gelmeye başlamıştır. Anketlerde AKP oy oranının artık yüzde 30’larla ifade edilmeye başlaması Sarayın mukimin önümüzdeki seçimlere ilişkin derin bir endişeye sevk etmiş, seçilebilmek için gerekli olan yüzde 51 kuralını değiştirmenin çaresini aramaya ve sarayda oturmaya devam edebilmesi için yeni tedbirler bulunması amacıyla teşkilatını gece gündüz çalıştırtmak zorunda bırakmıştır.

MHP ise tüm bu yıkım ve kaos ortamında kendisini AKP ile birlikte bitirdiğinin farkında mıdır ya da değil midir bilemiyoruz ama gerçek olan şu ki ciddi bir taban kaybetmeye devam etmekteyken,

ülkücü camianın tabandan hızla uzaklaşamaya devam etmesine adeta aldırmayarak amacının ne olduğunu düşündürmektedir.

AKP tüm devlet kademelerinde kendi çarkını çevirirken, yandaşlarına milyarlarca dolarlık ihale ve rant kapısı açarken, AKP’liler devlet kapıların 6-7 maaşla ihya edilirken, tüm üst düzey devlet kademelerine sadece AKP’liler ve AKP’ye yakın olduğu iddia edilen kimi tarikat ve cemaat mensuplarının doldurulduğu iddia edilirken, MHP’nin ‘olsun, biz her şeye rağmen koşulsuz, şartsız her türlü AKP’yi destekliyoruz, arkasındayız’ şeklindeki tavrı ülkücü tabanda onay görmemekte, tepkileri daha da artırmaktadır. Cumhur İttifakı millet nezdinde çok ciddi güven ve itibar kaybetmiş, Cumhurbaşkanının yüzde 51 oranı ile yeniden seçilmesi kesinlikle imkânsız bir hale gelmiştir. Ülke krizlerle boğuşurken bakanları, Merkez Bankası başkanlarını, sürekli değiştirmeyi, amiyane tabirle kelle almayı tek çare gören anlayış ancak tek adam sistemlerinde görülebilen bir durumdur. Yazık…

Milletimiz önümüzdeki seçimlerde sadece çöken ekonomiyi ve başarısız olmuş AKP iktidarının değil, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini çok teferruatlı olarak yeniden değerlendirecektir. Bu garabet sistem Tek Adam rejimine dönüşerek Türkiye’yi bir korku devletine dönüştürmüştür. AKP genel başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın öyle istedim öyle oldu anlayışı ile bir gece yarısı kararnamesi ile üst düzey devlet adamalarını değiştirmesi, meclisin ve milletvekillerinin tamamen etkisiz ve işlevsiz hale getirilmiş olması, bakanların doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olması nedeniyle el pençe divan bir şekilde Sayın Erdoğan ne derse adeta sadece ona ‘Bakan(!)’ ve onu yapan etkisiz eleman memurları gibi halk nezdinde itibar kaybetmiş kişiler olması sistemi Türkiye için büyük bir tehdit ve demokrasi tehlikesi haine getirmiştir.

Her hafta yeni yazı için klavyenin başına oturduğumda ülke daha da kötüye gitmekte Dolar uçmaktadır. Bu hafta 14 TL’yi aşmış bir Dolar atmosferinde yazı yazarken haftaya 15-16 TL civarlarında bir Dolar ile karşılaşacağımız endişesi hakim bende. Allah devletin ve milletin yardımcısı olsun, basiretli devlet adamları tarafından güçlendirilmiş demokrasisi olan, yargısı bağımsız, düşünce özgürlüğü anlayışının olduğu bir Türkiye nasip etsin inşallah… Tabi önce milletimiz seçimlerde hakkında en doğru ve olması gerekene tevekkül etsin, gerisini Allah nasip edecektir!

Tevekkül; ”Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah’a bırakmaktır.

Kuran- Kerim Talak suresinin 3. ayetinde Yüce Allah’ın buyurduğu gibi;

“Tevekkül edene Allah kafidir.”

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN