Güzel Türkiye’mizin 7 Haziran seçimlerinden sonra güven ortamı bozulmuş, bu güne kadar 115 şehit vermişiz. Bunların üçü Kırşehir’imizin yiğit evlatları. Bir tek mermi atamadan haince vahşice kalleşçe tuzaklar kurulup katledilip şehit edildiler. Siyasi liderler tansiyonu düşürecek hiçbir açıklama yapmadılar, adeta bu tür olayların çıkmasına seyirci kaldılar. Ahiler diyarı evliyalar şehrinde ‘komşusu aç olan bizden değil’ diyen Ahi Evranı Veli Hazretlerinin şehrinde üç beş çapulcu güzelim şehrimizi yerle bir ettiler. Yaptıklarınızla gurur duyun. Hani bin yıldır beraber yaşıyorduk, hani kardeştik. Kardeşçe yaşamaya devam edecektik. Ama PKK istediğini alıyor, ülkem bölünmeye doğru gidiyor. PKK’nın da istediği bu değil midir? 14 ila 16 yaşındaki bu çocukları ateşin içine atanlar bellidir, tüm kamera kayıtları mevcuttur. Bu çocuklar piyon olarak kullanıldı. 30-35 yıldır Kırşehir’imizde kaliteyi, dekoru, disiplini, ticareti, dürüstlüğü, insanlığı, beyefendiliğiyle tanıdığımız Diyarbakır Tatlı salonundan, adı sadece Adıyaman olan köfteciden ya da Mersin tantuniciden , kendisi aslen Kırşehirli olan her türlü kitap ve kırtasiye bulunduran Gül Kitap evinden ne istediniz? Onların üzerinde oturan beş katlı yedi katlı binalarda yaşlısı, hamilesi, çocuklusu alevlerin içinde kalarak bağırışları, haykırışları insan olanın kulaklarını tırmalıyor ya sizleri hiç mi vicdanınız sızlamadı? Oradaki masum insanların olduğuna. Yüz yıllardır Kırşehir’imizin güzel insanları Çöl Pazarı Konfeksiyon işyerine onlarca insanlar çalışmakta. KDV üretmekteler, vergi vermekteler, bu insanlar mı haince kalleşçe Dağlıca’daki askerlerimizi ya da Iğdır’daki polislerimizi şehit etti? Bunlar yaptıysa beraber ezelim, yoksa neden bu suçsuz günahsız esnaflarımıza bu işkenceyi bu azabı yaşatıyorsunuz yaşattınız? Peygamberimiz buyurmadı mı; “İncinsen de incitme” diye. Bunlar nereni incitti?
2000 yılından bu tarafa Kırşehir’imizde esnaflar bölünmekteydi, ayrışmaktaydılar. Kasapları ayırdık, kahvehaneleri ayırdık. Birbirlerimizin cenazelerine düğünlerine gitmez olduk. Sarrafları marketleri ayırdık, hatta ve hatta doktorları hastaneyi ayırdık.
Eyyy gözü dönmüş caniler, çapulcular siz PKK’ya hizmet ettiniz, onun isteğine boyun eğdiniz, PKK bunu istiyordu; şehirlerin yakılıp yıkılmasını, güven ortamının huzur ortamının kalmamasını… Siz de yardım ettiniz. Ülkem bölünmeye doğru hızlı bir sürece gidiyor. Bu yaralar nasıl sarılacak, kırdığınız kalp nasıl onarılacak?
Çok mu istiyorsunuz savaşmayı? Haydi giyinin dantelli kefeninizi danteli olmasa da olur yallah, Hakkari’ye, Çukurca’ya, Dağlıca’ya, Tunceli’ye tabii ki sıkıyorsa!
Bizler bir tek Askerimizin, Polisimizin, Güvenlik güçlerimizin burnunun kanamasını istemiyoruz. Bizler huzur -güven içinde yaşamak istiyoruz. Biz bu şehirde bu ülkede kendimizin geleceğimizin güvende olmasını istiyoruz. Eğer bu şehre güveni huzuru veremiyorsanız çekip gidin, hiç olmazsa torunlarınıza dedelik yapın.
Bu vahim olaylarda adı geçen esnaf kardeşlerimize, zarara uğrayan, maddi hasar meydana gelen işyerlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, zararlarının Kırşehir Valiliği ve Belediyesi’nden bir an önce karşılamasını talep etmekteyiz.
