NE YESEM YARIYOR
Ne yesem yarıyor; diyende var. Ne yesem yaramıyor; diyende. Eğer ikisi arasında kıyaslama yaparsak; fazla kilodan şikâyeti olanlar elbette daha fazla. İyi de bu insanlar ne yemeli, ne içmeli; problem nerede.
Her doktor, her profesör, her uzman farklı farklı şeyler söylüyor. Biri şunu ye derken, biri aman onu yemeyin diyor. Ne yapmalı, ne etmeli de bu kilo sorunundan kurtulmalı.
Hasta olduğumuzda doktora gidip tahlil için bizi laboratuvara gönderdiğinde, bizden alınan kan örneği üzerinde yapılan tahlil sonuçlarında birçok değerler gözümüze çarpar. Her sonucun yanı sıra, o belgede birde referans değerleri var. Bu referans değerlerinin alt ve üst değerleri var. Mesela açlık şekeri 80-120 arası normal değer kabul ediliyor. Bu değerlerin altı veya üstü değerler sıkıntılı değerler olup bir hastalık habercisi olabilir.
Sorunun çözümü tamda burada yatıyor aslında. Sağlıklı olmak demek itidali yaşamak demek; yani ölçülü olmalıyız. Değerlerimiz o iki değer altında tutmalıyız.
Doktorlar elma kalbe faydalıdır derken anlatmak istediği bir oturuşta bir kilo elma yemek değil elbette.
Sağlıklı yaşamın sırrı dengeli yaşamak, doğalı yaşamak aldığımız gıdanın bize ne kadar faydalı olduğunu bilmek. İşte bunların en önemli faktörlerden biride kendini tanımaktır. Vücudumuzun nelere ihtiyacı var. Nelere karşı alerjimiz var; onları bilip ona göre tedbirimizi almalıyız. Aslında bunun için yapılan test bile var. Bu testin adı ise GIDA İNTOLERANSI.
Gıda intoleransı; vücudumuza zarar veren her türlü hastalığı tetikleyen gıdaların belirlenmesi amacıyla yapılan bir testtir. Mide, bağırsak şikâyetleri, karaciğer, böbrek, astım, şeker hastalığı, cilt ve deri hastalıkları, migren, ödem, şişkinlik, obezite ve daha nice rahatsızlıklarımız için gıdaların bize uygun olup olmadığına ait yapılan testlerdir.
Test sonuçlarına göre sakıncalı gıdalardan kaçınmak suretiyle test sonuçlarına uygun beslenerek birçok rahatsızlıkta % 70-80 oranında iyileşme olduğu söyleniyor. Belki de bize zarar veren gıdalardan uzaklaşarak; bu hastalıkların en tehlikelisi olan kanserden bile korunabiliriz.
Bazı hastanelerde yapılabilen bu testi sanırım sgk ödemiyor. Aslında bu testin yapılması ileride olabilecek birçok hastalığın önüne geçmesi dolayısıyla sgk ödeme kapsamı alanında olması, insanların daha az hastalanmasını sağlarken, sgk’nun ekonomik yükünü de azaltacaktır.
İster test yaptırın isterse yaptırmayın, burada en önemli şey insanın kendi vücudunu tanıması kendine zarar verecek gıdalardan uzak durmasını bilmeliyiz. Bunu da rahatsızlık hissettiğimiz anda daha önceden neler yediğiniz mutlaka not edin eğer bu gıdalar aynı ise o yiyecekten uzak durmalıyız.
Sağlığımız için çok dikkat edeceğimiz hususlar elbette var. Vücudumuzun en önemli ihtiyacı olan sudan vazgeçmeyiniz. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimde yer alan birçok ayette geçen ‘‘Zeytin ve İncirin’’ üstüne edilen yeminler. Zeytin ve incirden de vazgeçmememizi öngörüyor.
Sağlıklı yaşamak için yaşımıza göre, doktorunuzun uygun gördüğü egzersizler, yürüyüşler yapmaktan geçiyor.
Bu arada unutmadan söylemek gerekirse doğal olmayan her şeyden uzak durun. Cipsler, colalar, hazır süt, hazır yoğurt, işlenmiş gıdalar, ekmek ve de şekerler.
Özellikle ekmek içerisine konan katkı maddeleri ekmeği ekmek olmaktan çıkarırken; doğal ekmek olsa bile ölçüsünü iyi ayarlamak gerekli. Çeyrek ekmek bir gün boyunca yeterli aslında; bir de yemek yerken hızlı bir şekilde yemek, yemek doğru değil.
En çok yanlış yaptığımız şeylerden birkaç örnek verecek olursak, makarna ile ekmek yemek. Kuru fasulye, pilav yerken üstüne birde ekmek yemek veya buna benzer alışkanlıklarımızdan kurtulmak çok önemli. Çünkü hepsi karbonhidrattır. Mümkünse akşam yemeklerimizi 19.00’dan sonra yemek yememek gerekiyor.
İşin özü dengede, çünkü hayatın gerçeği denge çünkü dünyadaki her şey denge ve döngü ile çalışıyor.
Yaş ilerledikçe vücudumuz vitaminlere, minerallere daha çok ihtiyaç duyuyor. Dışarıdan vitamin, magnezyum, kalsiyum gibi takviye almak gerekebilir. Ancak her zaman için doğal yollardan almak en iyisi. Vücudunuz normal yollardan beslenme ile bu gereksinimlerinizi karşılayamıyorsa doktorunuz öneriyorsa elbette bu vitamin ve mineralleri kullanalım.
Hayat gökkuşağı gibi rengârenktir. Hayatta önemli olan ise huzuru yakalamaktır. Her şeyden önemlisi kendinizle ve de hayatla barışık yaşayın. Psikolojinizi her zaman sağlam tutun. Biraz da kafanıza takmayın boş verin, rahat olun. Richard Carlson’un bir kitabının dediği gibi “Ufak Şeyleri Dert etmeyin”.
Sağlıklı olmak huzurlu olmanın adımlarından birisi elbette; sağlık, huzur ve mutluluk her daim sizinle olsun.
Sağlıcakla kalın.