
Kırşehir Kültür Müdürlüğü Konferans Salonu’nda Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Konferansı verildi
Kırşehir Kültür Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleşen Toplumsal Cinayet Eşitsizliği konferansında Kırşehir’deki kadın kolları siyasi parti temsilcileri ve Ahi Baba Mustafa Karagüllü’nün eşi İsmet Karagüllü katılımda bulundu.
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği üzerinde konuşma yapan Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Gedik, “Toplumsal cinsiyet sadece kadınla ilgili değildir. Toplumsal cinsiyet rejimi, dili, söylemi kadınları olduğu kadar erkekleri de belli tanımların içine hapseder. Örneğin, kadınların, kadın olarak doğdukları için yemek yapmak, çocuk bakmak gibi işlerden sorumlu tutulması. Öte yandan, erkeklerin, erkek olarak doğdukları için evi geçindireni para kazanan olarak tanımlanması gibi. Bunları doğuştan getirmiş olabilir miyiz. Erkekler; güçlü, mert, savaşçı, cesur, dayanıklı vb. kadınlar; narin, zayıf, nazlı, duygusal, fedakar vb. tarihsel olarak kadınların daha duygusal, erkeklerin daha güçlü olduğu, ya da bazı işlerin kadın işi, diğer bazı işlerin ise erkek işi olduğu gibi genellemeler yapılmıştır. Bu özelliklere baktığımızda çoğu zaman, fiziksel özelliklerle kültürel ve sosyal koşullanmalardan kaynaklanan anlamlar yüklediğimiz ortaya çıkar” ifadelerine yer verdi.
Yrd. Doç. Dr. Esra Gedik, sözlerine:
“Doğumdan itibaren toplumsal cinsiyet hayatımızı sarmalamaya başlar. Kızlar için pembe erkekler için mavi. Toplumsal olarak cinsiyetlerimize yakıştırılan özelliklere hapsediliriz. Erkekler ağlamaz. Erkek adamın erkek oğlu olur. Elinin hamuruyla erkek işine bulaşmak. Kadın gibi dırdır etmek. Eve ekmek getiren erkek. Kadınlar çok güçlü, her şeyi başarabilirler, yeter ki istesinler! Kadın eli değen her yer güzelleşir; kadınlar uzlaştırıcı, dengelidir. Bir erkek olarak kurduğunuz sofra çok iyiydi, bir erkeğe göre çok güzel yapmışsınız mercimekli köfteyi. O erkek gibi kadındır, kendini korur merak etme. Erkekler ağlamaz. Erkek adamın erkek oğlu olur. Elinin hamuruyla erkek işine bulaşmak. Kadın gibi dırdır etmek. Eve ekmek getiren erkek. Kadınlar çok güçlü, her şeyi başarabilirler, yeter ki istesinler! Kadın eli değen her yer güzelleşir; kadınlar uzlaştırıcı, dengelidir. Bir erkek olarak kurduğunuz sofra çok iyiydi, bir erkeğe göre çok güzel yapmışsınız mercimekli köfteyi! O erkek gibi kadındır, kendini korur merak etme diyebiliriz. Cinsiyete dayalı ayrımcılık nedir? Medeni duruma bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlamadır.”ifadelerine yer verdi.