GECE VARSA GÜNDÜZ VARDIR

24 Mart 2022
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
1440 defa okundu.
GECE VARSA GÜNDÜZ VARDIR

Necip Adıgüzel

Kaderimiz,iyi de kötü de olsa,bizim ile birlikte.
Kında kılıç gibi.
İnsan kavrayışının ötesinde.

Hakikatin can kulağı ile dinlenmesi gerekiyor ki yaradılışın gayesi anlaşılsın.
Bilindiği gibi tüm canlı cansız varlıklar çift yaratılmışlardır.Yani iki cinserlik…
İnsanda,hayvanda,bitkilerde durum hep aynı.
Doğa da ;
Aydınlık-karanlık
Sıcak-soğuk
Artı-eksi vs.
Bunlar uzar gider.
Karşıt ama birbirini tamamlayan.
Bu durum biz insanlarda , bilinçli, bilinçsiz yada yarı bilinçli eylemlerdir.
Bu eylemlerin amacı doğru ile yanlışın farkına varmaktır .
Yani görüp anlama kabiliyeti.Bu kabiliyet gelişimi ise uyarı ve öğüt ile mümkün.
Öyle ki ÖZÜ bir damladan vücut bulan insanlık, nasıl oluyor da düşünme ve tartışma yeteneğine sahip oluyor???
Bu mucizenin açıklanması uzmanlarının görevi.

Yeryüzündeki insan nüfusu sekiz milyara yaklaştı.
Geri zekalı, orta zekalı, üstün zekalı,delisi velisi,beyinlisi,beyinsizi ile hep birlikte yaşıyoruz.
Ve her biri ayrı düşünme ve tartışma alanı içersinde.Bu arabesk düşünce sisteminde;
İnsanı ayakta tutan şeyin mutluluk anlarını yakalama kabiliyeti olduğunu öğrendim.
Kendi olma derdinde olanlara kolaylıklar…
Hepsinin oluşumu bir damla. Dünya var olalı beri bu damlalardan (! ) bir senfoni olmadı, olmazda…
İstişare yerine tartışmayı, güzel düşünme yerine şeytani olmayı tercih etti.
Haliyle güzel dünyamız yıkıma gitti gidiyor…
Şeytan ve şeytani güçler hedefine ulaştı, ulaşıyor.
Ben kalbimin çığlığını duyuyorum.
Ağlayan bir Dünyanın çığlığını duyuyorum.
Ne demiş büyüklerimiz “Görenedir görene, köre nedir köre ne.”

Hayvanların ve bitkilerin hata ve pişmanlıkları yoktur .
Yani yaptıklarımızdan pişman olma ve hatalarımızı kabul etme biz insanlara mahsustur. Bu erdemliğe sahip olup …Af edersiniz kültürünü edinip bu dünyadan özür dilenmeliz.
Bu da bir araya gelmemizin gereği…
Zaaflarımızı tanıma ve kendimizi vazgeçilmez zannetmek ile kendini hiçe saymak dışında bir yol mutlaka var
olduğunun.
Mesnetsiz bir Kibir,ne de haksız tevazu.
Yaralanmadan korkmamak, şifası orada.
Hayatımız zaten bir risk.
Sıradanlıktan kaçarken ,doluya tutulmak gibi.

Beyin yaşlanmayı redden bir organ.
Zihni bedenin değil de bedeni zihnin emrinde kullanmak,beynimizin görevi olmamalı, değilse köksüzleşmeye gider.Damla tecellisi kusurların farkına varmamızı gerektiriyor.
Aslında sorun biraz da burada başlıyor. İnsanların derdi yalnızca “itibarlı” olmak ve itibarlı olma gayreti içersinde olduğunda ,”nankörlük” karakter oluyor.

Bunun özeti şu sözde ;
(…)İyileştirdiğiniz herkes,birgün sizi hasta edecek.

Düzelmeden/düzeltmeden hiçbir şey düzelmez.
Yenilgi, korku ve paniği düşüncemizi,zihnîmizi teslimi almadan ;
Safları sıklaştırılalım, Dünya’nın kazanı kaynıyor.
Tehlike ve tehdit çok büyük, farkına varmalıyız .
Düşüncelerimiz,ruhumuz, aklımız,dilimiz, gözlerimiz, ayağımız ve ellerimiz bizlerden beri olsun ki; Var olan ömrümüz, Dünyanın güzelliğini tatsın.
Akıl ve ruh birlikteliğinde hem eğlenceli ve hem sağlıklı yaşaya bilelim.

Dünya üzerindeki ülkeler bir merkezden ve birkaç aile tarafından yönetilmeye çalışılıyor.Bu yüzden sık sık sorunlar çıkıyor/çıkartılıyor. Dolayısıyla telkin veya müzakerelerle çözülemeyen sorunlara askeri müdahalelerin yapılması kaçınılmaz oluyor.
Birkaç zalım yüzünden, âleme paşa demenin manası nedir?
Hayattan bugüne dek çıkardığım en önemli soru bu oldu…
Diken üzerinde yaşama mecburiyeti yüzünden bir damla sıvıdan mevcut insanlık, çok yakında ötenazi doktorlardan intihar izni isteyecek duruma gelecek.

Bu kötü gidiş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın insan evladı, mütemadiyen devam eden bir döngünün,insan için kurulmuş bu tezgâhın hep aynı şekilde , böyle gitmeyeceğini ancak güzelliklere sahip çıkıldığın da devir ve devran değişeceğine inanmaktan geçiyor.
Nasıl ki dağlarda karlar eriyip de yere alaca düşende, Nevruz çiçekleri renk renk açtığında baharı müjdeliyorsa;
Güzel huylu insanların sayısı çoğaldığın da bu yıkıma giden Dünya’nın baharını getirecektir.

Diğer taraftan ne yaşanıyor ve her ne yaşıyorsak,damla damla çoğalmalı ki nevri dönmeli kötünün ve gömülmeli âlemin taa dibine.
Su gibi harcadık, artık sonu geldi demeden, ömrümüzü güzelleştirmek için gayretlerimiz
huzura uzak ise de,en azından sakin bir zihin durgunluğuna erişerek;
YAŞAMAK;
Övgüsüz ve sövgüsüz
Kınında kılıç gibi…

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN