Kırşehir’de Doğdu, Türkiye’ye Manşet Oldu!
Kırşehir, Kırtıllar köyünde doğan ve 25 Eylül 2018’de ölümünün 6. yılında Türkiye’nin gündeminde yerini aldı.
25 Eylül 2018 tarihinde Büyük Üstad Neşet Ertaş’ın 6. ölüm yıl dönümüne itafen bütün sosyal medya hesaplarında gerek Twitter, gerekse Instangram Hashtag top on listesinde birinciliği elden bırakmadı.
MERHUM ERTAŞ, MEDYADA İŞTE BÖYLE YER BULDU:
AA, Neşet Ertaş türküleriyle anıldı
İHA, Neşet Ertaş ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı
DHA, Ünlü Halk Ozanı Neşet Ertaş ölümünün 6’ncı yılında anıldı
CNN TÜRK, ‘Bozkırın Tezenesi’ Neşet Ertaş, ölüm yıl dönümünde mezarı başında anıldı
NTV, Neşet Ertaş aramızdan ayrılalı 6 yıl oldu (‘Yalan Dünya’nın garip ustası Neşet Ertaş)
HABERTÜRK, Neşet Ertaş’ın türküleri söylendi
SÖZCÜ, ‘Bozkırın Tezenesi’ Neşet Ertaş vefatının 6. yılında anılıyor
HÜRRİYET, Neşet Ertaş’a Saygı
ODA TV “Cahildim dünyanın rengine kandım” 6 yıl önce bugün hayata veda etti.
BOZLAK USTASI ERTAŞ, İÇİN KİM NE DEDİ?
Kırşehir Valisi İbrahim Akın; “Ailesi, oğlu, kız kardeşleriyle duamızı yaptık. Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun diyorum. Ozanlar kolay yetişmiyor. Neşet Ertaş, garip babası olarak bilinen, hiçbir zaman dünya malına tamah etmeyen, her zaman sevgiyi, hoşgörüyü önceleyen bir insandı. Bu yönüyle de ülkemizde bütün milletimizin gönlünde taht kurmuş bir insandır.”
Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci; “Anadolu insanının duygusudur, hüznüdür, aşkıdır Neşet Ertaş. Ne söylesek az kalır. Hayatı boyunca mütevazılığı elden bırakmamış, kişiliği ve sanatıyla örnek olmuş bir insandır. Bir insan düşünün ki vefatından yıllar sonra bile örnek alınabiliyor. Hala şehrine, ülkesine hizmet edebiliyor. Bu, Allah’ın herkese bahşedebileceği bir özellik değildir. Cenaze töreninde bunu görmüştük. Cenaze töreninde de binlerce insan akın etti.”
Merhum Ertaş’ın Oğlu Hüseyin Ertaş; “Babamızın hatırasına zarar gelmesin diye, belki yanlış anlaşılır diye pek konuşmadık. Bazı yanlışlıkları görüyoruz. Ozanlarımız halkımızın dilidir. Kimi gönül dili, kimi hak dilidir. Onların bize bıraktığı tek miras eserleridir. Gerçekten gönülden sevenlerinin görevi bu eserlere sahip çıkmak. Sahip çıkmak da onların eserlerini, yanlış katmadan, onların okuduğu gibi okumakla olur. Sözlerini, müziğini değiştirmeden hatta mümkünse kendilerinden dinleyerek icra ederlerse, bir dahaki nesillere doğru düzgün bozulmadan aktarılırsa onlara gösterilecek en büyük sevgi, saygı budur; onların eserlerine sahip çıkmak, aslını bozmadan aslından uzaklaştırmadan diğer nesillere aktarmak. Görüyoruz ki bütün memleketimiz aynı his ve duyguda. Bizleri yalnız bırakmadılar. Sağ olsunlar, hepsine teşekkür ediyorum. Acı paylaşıldıkça azalır diye bir söz vardır. Burası hiç boş kalmıyor. Sadece yıl dönümünde değil, her zaman ziyaret ederek dualarını eksik etmiyorlar. Yıl boyunca gelen giden oluyor. Hepsine teşekkür ediyoruz duaları için. Gerçek sevgi de bu.”
Bozlak ustasının cenaze törenine; oğlu Hüseyin Ertaş, kardeşleri Ayşe Garip, Nadiye Ertuğrul, Kırşehir Valisi İbrahim Akın, AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli ve Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Lisesi öğrencileri ile Kırşehir’de Abdal temsilcileri katıldı.
NEDEN “GARİP” MAHLASINI KULLANDI!
Sadece sanatı değil alçak gönüllülüğüyle de tanınan Neşet Ertaş, kendisine takdim edilen ‘Devlet Sanatçılığı’ ünvanını “Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık gibi geliyor” diyerek teklifi kabul etmez ve halkın sanatçısı olarak kalmasının kendisi için en büyük mutluluk olacağını ifade eder.
GARİP MAHLASI
Neşet Ertaş Türkülerinden eksik etmeği “ GARİP “ mahlasını şöyle açıklar;
“Soyadı yokken bize Garipler derlermiş. Gerçekten de biz garip, yani ezilmiş, hor görülmüş, Abdal diye nitelendirilmiş, aşağılanmışızdır. O gariplik bende kaldığı için garibim diyorum” der.
Türkülerinin ana konusu Allah aşkı, insan hakkı ve sevgisi, ana ve babaya duyulan özlem, ilim ve cehalet, memleket hasreti olan Neşet Ertaş, bu durumu şöyle tanımlar; “Âşık Veysel’in de dediği gibi benim sadık yârim gara topraktır. Gözünen görülen, elinen tutulan, yediğimiz içtiğimiz, canımız topraktır. Bu toprağın en güzeli insandır, insanların en güzeli de anamız ve yârimizdir. İnsanı seven insan; Hakkı sever, bizde o Hakkın aşığıyız. Şüphesiz ki ölmez, yitmez, yemez, içmez, solmaz bir tek Allah’tır. Allah hepimizi eşit yaratmış. Haksızlık, cana gıyma, düşük görme olmasın. Allah’tan geldik Allah’a gideceğiz. Cehalete hatırlatabildimse mutluyum”
İLK PLAĞINI “NEDEN GARİP GARİP ÖTERSİN BÜLBÜL” ADIYLA ÇIKARDI
Babasıyla aynı ruhun insanı olduğunu belirten Ertaş, 1950’li yılların başında 14 yaşındayken İstanbul’a geldi ve babasının yazdığı “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adlı türküyle ilk plağını müzikseverlerle buluşturdu.
İstanbul Şen Çalar Plak’tan 1957’de çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Ertaş, geniş kitlelere ulaşmayı başararak, tüm Anadolu’da dinlenilen bir halk ozanı haline geldi.
Geniş halk kesimlerinin yanı sıra musiki çevrelerinde de hayranlıkla dinlenilen usta müzisyen “Garip” mahlasıyla yazdığı şiirlerinde kendi hayatını anlattı.
“Türkülerin Babası”, “Anadolu Efsanesi” ve “Abdal Müzisyen” gibi lakaplarıyla da bilinen sanatçı, İstanbul’da kaldığı iki yıl boyunca yaptığı plak, kaset ve konser çalışmalarının ardından Ankara’ya yerleşti ve sanat hayatına burada devam etti.
Ankara Radyosu’nda “mahalli sanatçı” unvanıyla programlar da yapan Ertaş, Ankara’da çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım’la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu.
7 yıl sonra 1970’te eşinden ayrılan Ertaş, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale geldi ve kardeşinin daveti üzerine tedavisi için Almanya’ya yerleşti. Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya’da ikamet etti.
Türkiye’de çıkardığı plaklar, yaptığı radyo programları, konserler ve düğün performansları sayesinde büyük bir üne sahip olan Neşet Ertaş, Almanya’daki birinci kuşak Türk göçmenlerin de gönlünü kazandı.
Gelenekten gelen türküleri kendine has üslubuyla icra eden Ertaş, 2000’de İstanbul’da verdiği konserle sevenlerinin karşısına yıllar sonra yeniden çıktı.
Haber / Analiz : Didem CEYLAN