Ali Aydemir
Toplumda kendi keyfi ve istekleri üzerine yanlış iş yapanlara, topluma ve çevreye zararlar verenlere karşı kendi başına doğru kararlar veremeyen insanları doğruluğu tartışılır doğruya getirmek için konulan,eylemleri engelleyici kurallara yasaklar diyebiliriz.
Dini ve ilahi yasakların yanında toplumun uyması gereken yasaklar kanunlarla belirlenmekte ve halkın uyması istenmektedir.
Yasakları bozmak isteyenlere,başkalarına,çevreye zarar verenleri cezalandırmak için konulan yasalara uyulması gerekmektedir.
Toplumun huzurunu bozanlara hukuk gereken cezaları vermelidir.Devleti yönetenler; yasaları çıkaranlar; önce kendileri çıkardıkları yasalara uymalı ve ettikleri yeminlere sadık kalmalıdır.
Gücü elinde bulunduranlar, yetkiyi ve koltuğu kaybetmemek için yasaları çiğneyenler, kendi yandaşlarını kollayıp gereken cezaları vermeyenler ;toplumda huzur ve barışı getiremezler.
Son günlerde korona virüsten dolayı getirilen yasaklar, bu yasaklara uymayanlar ve uymayanlara kesilen cezalar gündemden düşmemektedir.Siyasi ayırımcılık ve kayırırcılık,çifte standart uygulamaları vatandaşları tedirgin etmektedir.
İktidar yanlısı kişiler ve basın organları istedikleri gibi tahrik ederken, insan haklarını ihlal ederken,iftiralar ve hakaretler yaparken, lafla geçiştirenler, görmemezlikten gelenler; muhalif televizyon kanallarında konuşulanlardan, gerçekleri ifşa edenlerden intikam almak amacıyla televizyonlar cezalar yağdırmakta ve karartma yoluna giderek halkın haber alma özgürlüğünü engellemektedirler.
İktidara yaranmak isteyen bazı densizlerin tahrik edici, hakaretlerine ses çıkarmayan denetim kurulları, saray kulları baskılarla televizyon kanallarına ceza vermektedirler.
Kadınlarımız üzerinden iğrenç resimler ve yazılarla saldıranlara güç ve destek verenler; toplumun gözünden kaçmamaktadır. Kim olursa olsun kadınlarımıza karşı şerefsizlik yapanlar; mutlaka gereken cezaları almalıdır.
Bir parti liderine yapılan saldırılara yeşil ışık yakanlar; saldırganı koruyup birlikte yemek yiyenler, bu inek hırsızının ellerini öpüp resim çektirenler; toplumun yüz karalarıdır.İnsanlar,edepli olmalı, saygıları bırakmamalı, insan haklarına saygı göstermelidir.
Bizler şikayet ettirenler, iftira atanlar; cezalarını görmektedirler. A .K. P. Gençlik kollarından bir esnafın iftirası ters tepmiştir.
Mahkeme tarafından suçlu bulunmuştur.Kendisine tazminat davası açılacaktır.
Bir eğitimci, şair, yazar, araştırmacı gazeteci ve Mucur İyi Parti İlçe Başkanı olarak facebook tarafından üç defa hesabım kapatıldı. İki defa da belli sürelerde paylaşımlarım donduruldu. Üç gün öncede bir aylık süre ile facebook kullanmamı dondurdular.
Şiddet içerikli, cinsel içerikli diye hiç ilgisi olmayan iddialarla halkın haber alma özgürlüğünü engellemişlerdir. İtiraz bölümüne gereken cevabı yazdığım halde gönderimimi engellemektedirler.
Bu paylaşımlardan rahatsız olanların kimlerin olduğunu yazmama gerek yok.
Kutlamalarda ve düğünlerde havai fişek ve silah kullanmaları halkı son derecede rahatsız etmektedir.
Bir belediye başkanı düğünde havaya defalarca silah sıkarken medyaya düşmesine rağmen, buna dokunulmuyorsa, bir belediye bakanı vatandaşla olan imardan dolayı dava kazanmasını havai fişeklerle kutlatması, halkı korkutması yasaların işlemediğini göstermektedir.
Yetkililerden isteğimiz, düğünlerde silah kullananlara, havai fişeklerle rahatsızlık verenlere izin vermemelidirler. Hukukun gösterdiği cezalar verilmelidir. On beş yıl önce işlenen suçlardan dolayı müfettişlerce cezalara çarptırılanlar hakkında yıllar sonra bir hakimin cezaları vermesi, bu hakimin istifa edip avukatlığa dönesi ayrı bir bilmece. Cezalar alan 29 kişiden hala bazıları seçildiler. Adalete, hukuka bu millet güvenmek istiyor.
“Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.” sözüyle tamamlayalım.