Sevgili okurlar, yapraklar dökülüyor,toprak uyumak üzere,doğa kış hazırlığı yapıyor tıpkı kışlık hazırlıklarını hummalı bir çalışmayla bitirmek üzere olan eli öpülesi kadınlarımız gibi. Anne ve babalar, bir yandan evlerine odun-kömür-doğalgaz almak için çaba sarf ediyor,bir yandançocuklarının okul ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını düşünüyorlar.
Hepimizin çoğaltacağı gereksinimleri karşılamak için işe, aşa, ekmeğe bir o kadar da kardeşliğe ve barışa ihtiyacımız olduğu aşikâr. Bizi yönetmeye talip olanlar ise bizlerin bu yaşadıklarından bir haber ya da haberdar olmalarına karşın umursamaz bir şekilde kendi gündemlerinin peşlerinden bizleri koşturuyorlar.
1 Kasım’da yaşayacağımız seçimler aslında bizim ve geleceğimiz olan çocuklarımızın, gençlerimizin halklarımızın kader seçimi olacak. İşsizliğin ve yoksulluğun son bulacağı, savaş ve ölümlerin biteceği, şehit cenazelerinin bir daha gelmeyeceği bir ülke umudumuz olacak. Yaşam umutla yeşerir.
Sandık başına gittiğimizde ya bu güne kadar yaşadıklarımıza teslim olacağız ya da yeni bir yaşamın umuduna kapı aralayacağız. Yaşam, bizlerin sandığa atacağı bir oyla değişecek.
Türkiye genelinde yaşadığımız sorunların daha ağırını güzel şehrimiz Kırşehir’de misli ile yaşıyoruz. İşsizlik, yoksulluk, yoksunluk diz boyu. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de kardeş kavgasını körükleyen ve bu gelişmelere seyirci kalan ve de devamından medet uman yöneticiler var.
Kırşehir, her hali ile yaşanası bir kent iken, yaşanamaz hale getirmek isteyenlere inat; Kırşehir sahipsiz değil, biz bu hastalıklarla başa çıkabiliriz diyen iki doktor bizlere hizmet için yollara koyuldular.
Yıllarca Kırşehir halkına sağlık hizmeti vermiş olan Dr. Osman Kök; İşsizliğe bir nebze olsun çare olabilir miyim diye, Kırşehir organize sanayi bölgesinde Çorap fabrikası açarak gençlerimize iş olanağı sağladı. Sahipsiz bırakılan organize sanayide çırpındı durdu, yaşamını devam ettirmek ve ülke ekonomisine katkıda ısrarı nedeniyle gurbet ellere göç etmek zorunda kaldı.Kırşehir sevdası ise onu Kırşehir’imizin bu hasta halinden kurtarmaya yeniden çağırdı.
Genç Dr. Mehmet Ali Ekici, yıllarca komşu ilimiz Kayseri’de hizmet ederken doçent oldu. Kendisi ve çocuklarının parlak geleceğini yarım bırakarak, sevdalısı olduğu, baba yadigârı Kırşehir’imizin hastalığına derman olabilir miyim diye koştu geldi.
1 Kasım günü “hasta” hale getirilen Türkiye ve Kırşehir toplumu, halk için çalışanlarla birlikte yeniden sağlıklı günlerine dönecek.
Unutmayalım,’’İyi olacak hastanın ayağına doktor gelir. ‘’
Gün BİRLİK
Gün KARDEŞLİK Günüdür.
İnadına barış, inadına kardeşlik
ÖNCE TÜRKİYE, ÖNCE KIRŞEHİR
Yıldırım KAYA kaya.yildirim@gmail.com