GÖNÜL DAĞI KERVANSARAYIMIZDAN ŞEHR-İ GÜLÜMÜZE BAKALIM

16 Eylül 2015
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
1673 defa okundu.
GÖNÜL DAĞI KERVANSARAYIMIZDAN ŞEHR-İ GÜLÜMÜZE BAKALIM

168327

Türkiye’ye ve dünyaya adını sevda türküleri ile duyuran, Anadolu’nun saflığı ve temizliği ile tanıtan, dostluk ve dayanışmanın adı olan Kırşehir, son günlerde kara bulutlarını dağıtmakla meşgul.
Gönül dağımız Kervansaray’a çıkıp, derin bir nefes alalım ve seyir eyleyelim Şehr-i gülümüzü. Gül kokusunun geldiği, yeşillikleriyle bizi mutlu eden görüntüsü yerine neler oldu da, alevler ve kocaman dumanlar yükseliyor şehrimizden. Biz ne yaptık bu güzelim şehre? Neden bu ateş, bu duman ve kocaman KARA LEKE kondu, güzelim şehrimizin üstüne?
Durup bir düşünelim; 8 Eylül Salı akşamı ne için yürümeye başladık ve bize neler yaptırdılar? “Şehitlere Saygı ve Teröre Lanet” adı altında yapılacak yürüyüş için sizleri belediye hoparlöründen çağıranlara hiç sordunuz mu? Biz şehitlerimizin anaları ağlamasın, akan kan dursun, terör son bulsun diye yürüyecektik, NEDEN başkalarının ANASININ ağlayacağı işler yaptık!. Kürt kardeşlerimizin evlerine ateş düşürdük, yüreklerini dağladık.
7 Eylül günü Şehit edilen Akçakent ilçesi, Tepe Fakılı köyünden Şehidimiz Bekir Ferhat Kaya’nın cenazesini kaldıramadan, onun duygularını toprağa gömdük. Bekir kardeşimizin yaşamına bir bakalım; Çocukluk yıllarından arkadaşı olan Deniz ile hayaller kuran, sünnet elbiselerini, okul kıyafetlerini, gençlik yıllarında aldığı kıyafetlerin adresi olan ÇÖL PAZARI, onun anısına yapılan yürüyüşte yakıldı. Şehit olmadan 1 ay önce köyüne, babasının sondaj vurdurarak çıkardığı su işini yaptırdığı, Kürt olan Ümit abisine, gurbet elden bu işin parasını yollamıştı. Kürt olduğu için işyerleri yakılan insanlardan biri de Ümit olabilirdi. Şehit anısına yürüyenler, şehit olana saygı böyle olur mu?
Siz hiç mi düşünmediniz, Kırşehir halkı, Kürt’ü, Türk’ü ile etle tırnak olmuştur. İş yerlerini yaktığınız ve yıktığınız bu insanların Kırşehir ve Türkiye sevdasına, sizlerin akıllarınızın bile ermeyeceğini hiç mi düşünmediniz?
Olayların nasıl geliştiğine dönün bir kez de sizler sağduyu ile bakın ve düşünün; Yürüyüş başlıyor polis yanı başınızda, sizler Şehitler Anıtı’na gidecekken birileri sizleri Lise Caddesi’ne yönlendiriyor, HDP binasına bir taş atılıyor ve arkası yağmur gibi geliyor, kitap yoksunları bir anda GÜL KİTAP EVİ’ne yöneliyor, camlar kırılıyor, polis seyrediyor, bir okul çantası yakılıp dükkândan içeri atılıyor, polis seyrediyor, iş yeri tıpkı MADIMAK gibi yanıyor, itfaiyenin hortumları kesiliyor, insanım diyenler ve de görevli olan polisler seyrediyor. Sonrası aynı kalabalık 2. çarşıya ÇÖL PAZARINA yöneliyor, içinizden birinin vicdanı sızlıyor ki, iş yeri sahibi Hüseyin Beydoğan’ı arıyor, sizin dükkânı yakacaklar hemen dükkândan çık diyor, Hüseyin zaten işyerini kapatmış evine ekmek götürmek için yola çıkmış, geri dönmek istiyor ama komşu esnaflar bırakmıyor, bıraksalar Kürt Hüseyin’de yanacak. Damatlıklarınızı, gelinliklerinizi, okul kıyafetlerinizi aldığınız mağaza sizlerin gözleri önünde yanarken hiç düşündünüz mü neler yaptığınızı?
Eline liste verilmiş bir avuç PRAVOKÖTÖR öncülüğünde, polis eşliğinde (çünkü polisin hiçbir müdahalesi olmuyor), Ankara Caddesi’ne yöneliyor, sıra ekmek yediğimiz, 25 yıldır bize hizmet eden DİYARBAKIR pide ve tatlı salonuna geliyor. Burasının yakılması da ilginç; Daha önceleri kendi özel husumetleri olan birkaç pazarcı tahrik edilerek burası da ateşe veriliyor. Sıra hemen bir adım ötesindeki GÖZÜM KIRTASİYE ve çay ocağına geliyor. Burasının da camları kırılıyor, malları tahrip ediliyor. Bitmedi, daha liste tamamlanmadı. Sıra AKP’li olduğu da bilinen ama memleketi ADIYAMAN olan ve de Kürt olan esnafa ve diğer Kürt esnaflara geliyor, buralarda yakılıp yıkılıyor, geriye dönen kitle MED-CEZİR Cafe’ye giriyor ve içerdeki paraları da alarak burasını da talan ediyor.
Polis, halen kitlenin önünde ve yanı başında, Kırşehir Valisi, Emniyeti, İçişleri Bakanlığı, hükümet hiçbir müdahalede bulunmuyor. Cacabey Meydanı’na toplanan kalabalığa, Kırşehir Valisi TOMA üzerinde (bu arada Kırşehir’de toma olduğunu da öğrenmiş olduk, her yerde TOMA, göstericileri dağıtmak için üzerlerine su sıkmakta kullanılırken, burada Vali için konuşma kürsüsü oluyor), kalabalığı sakinleştirme konuşması yapıyor. Kalabalık, bu konuşmadan sonra ellerine tutuşturulan listede eksik bıraktıkları yerler olduğunu fark ediyor ve gece saat 23:00 sularında, CAN BİRLİK ve o sokaktaki bir iki dükkân ve çay ocağını ve de TANTUNİ dükkânlarını da yağmalıyor.
Bu olaylar sırasında onlarca işyeri yakılıp yıkılıyor, yapanlar ise sabah yaktıkları yerleri gezerek, yakılan yerlere Türkiye’mizin onuru ve gururu olan TÜRK BAYRAĞI asıp, fotoğraf çekiyorlar. Bu yaşanan olayların failleri biliniyor, bu failler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar.
Kırşehir halkı bu yaşadıklarının şokunu üzerlerinden halen atabilmiş değil; Çünkü yakılan ve yıkılan yerlerin sahipleri, BİN YILDIR birlikte oldukları KÜRT dünürlerinin, komşularının ve çocukluk arkadaşlarının (aslında kendilerinin)yerleriydi.
Kırılan camlar yerine takıldı, yıkılan duvarlar örüldü, yakılan yerler KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU,
ya BURKULAN YÜREKLER, ya YİTİRİLEN GÜVEN, ya KÜSEN GÖNÜLLER nasıl ONARILACAK?
Hadi hep birlikte düşünüp, yanıtını bulalım;
ÇÖL PAZARININ astığı o ONURLU pankartla,
“Mağazamıza yapılan bu saldırı, KIRŞEHİR halkı tarafından değil, şehrimize dışarıdan gelen ve ülkemizi iç savaşa sürüklemeye çalışan provokatörler tarafından yapılmıştır. YÜZYILLARDIR BİR BÜTÜNÜZ ve BİR BÜTÜN KALACAĞIZ” Diyorlar ve TÜRKİYE’YE KIRŞEHİR’DEN ONURLU bir mesaj veriyorlar.
Kırşehir, Anadolu’nun en çağdaş kentlerinden birisidir. Ozanlar diyarı KIRŞEHİR halkı, bu yapılanlardan dolayı utanç içerisindedir. İŞYERLERİ YAKILAN KÜRT KARDEŞLERİM unutmayın ve UMUTSUZ olmayın, BİNLERCE YIL yaşattığımız KARDEŞLİK hiç bitmeyecek, BİNLERCE KEZ sizlerden ÖZÜR DİLİYORUZ.
Gautama Buddha, demiş ya; “ Öfkeye sarılmak, birine atmak için kavradığınız sıcak bir kömür parçası gibidir; Yanan aslında sizsinizdir.’’
Birlikte YAŞAMAK için başımızın tacı, yüreklerimizin birliği ve sizin şehriniz olan KIRŞEHİR, “ŞAHINIZ” olsun.
NOT: Olayların failleri yargıda hesap verene kadar, yetkililerin sorumluluğu devam edecektir. Biz yakılan ve yıkılan kalpleri onarmak için çalışacağız. Maddi zararların tazmini için hukuk mücadelesinde sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz.

ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANI
kaya.yildirim@gmail.com

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN