Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selahattin Ekicioğlu Kırşehir’de çıkan olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selahattin Ekicioğlu önceki gün Kırşehir’de yaşanan olaylarla ilgili basın açıklaması yaptı. Ekicioğlu yaptığı yazılı açıklamada;
“Ülkemiz son günlerde yaşanan terör olayları ile sarsılırken, dün akşam şehrimizde yaşanan olaylar, bizleri adeta şaşkına çevirmiştir. Tırmandırılmak istenen kutuplaştırma senaryoları ile adeta 1980 öncesinde bile rastlamadığımız görüntüler, ne yazık ki dün ilimizde tekrar sahneye konulmuştur. İnsanların birbirine düşmesini isteyen karanlık güçlerin yine devrede olduğunu bir kez daha görmek hepimizi tarifsiz bir acıya sürüklemiştir. Ne olduğu, kim olduğu bilinmeyen birtakım kendini bilmezler tarafından, aralarında Odamız üyelerinin de olduğu bazı esnaflarımızın dükkanları hedef alınmış, talan edilip, yakılmıştır.Yıllarca vergisini vererek, bu ülkeye değer üreten esnaflarımızın hedef alınmasını akla ve mantığa sığdırmak mümkün değildir.
Kırşehir dünyanın her yerinde sevgi ve barış şehri olarak anılırken, dün yaşanan olaylarla adeta sırtına kara bir leke çalınmıştır. Esnaflarımızın dükkanları talan edilip, yakılmış, karayoluna çıkılıp Doğu ve Güneydoğu otobüsleri taşlanmıştır. Dün yaşanan bu çirkin görüntüleri bu şehir asla hak etmemiştir. Yüzlerce yıl bir arada, et ve tırnak gibi yaşamış insanımızı ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu şehir asla utanç şehri olmayacak her zaman barışın, kardeşliğin ve sevginin şehri olmaya devam edecektir. Bunun için aklı selim, sağduyulu hemşehrilerimize çok büyük iş düşmektedir. Nefretin değil sevginin dilini egemen kılmak hepimizin asli görevidir.
Çok renkli olmak, çok kimlikli olmak bir güzelliktir. Mesela yakılan işyerlerinden birinin sahipleri benim yeğenlerimdir. Annesi Türk, babası Kürt kökenlidir. Bu suç mudur? Bu ayıp mıdır? Asıl ayıp; 21. Yüzyılda hala bu meseleleri konuşuyor olmamızdır. Odamız Yönetimindeki arkadaşlarımızın her biri ayrı etnik kökene, her biri ayrı bir kültüre sahiptir. İşte bu bizim gücümüzdür.
Bizim istediğimiz, dünkü olaylara karışarak bu sevgi iklimini bozmak isteyen kendini bilmezlerin bir an önce tespit edilip, yargı önüne çıkarılmasıdır. Yaşanılanlar adeta bir nefret suçudur ve bu olayların üstünü kimse ört bas edemez.
Kardeşlik, barış ve sevgi tohumlarını eken Ahi Evran’ın, Yunus Emre’nin, Neşet Ertaş’ın bağrında yattığı bu memleketin insanlarının bu kirli oyunu bozacağından kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.