BURHAN GÜNGÖR
Kerrar Esat Atalay’ın Yeniçağ gazetesinde yayımlanan çeşitli kaynaklardan faydalandığı Atatürk’ün vefatı ve dış basındaki yankıları konulu yazılarına devam edeceğim.
Yazımın başında bahsettiğim yazar konu ile ilgili Doç. Dr. Nurcan Toksoy’un makalesinden alıntı yaparak konuya şöyle başlıyor.
Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Fakat o, oluşturduğu misyondan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip araştırılmaktadır. O gerçekleştirdiği Türk Milli Mücadelesiyle sadece Türk Milletinin kadereini değiştirmemiş, dünyanın sömürülen ve esaret altında ezilen birçok millete de umut ışığı olmuştur. XX. Yüzyılı en büyük lideri olarak kabu edilen Atatürk, öldükten sonra bütün dünya basını onun hakkında günlerce yayın yapmışlardır. Bu yayınlarda dünya barışına yaptığı katkıyı büyük bir hayranlıkla anlatmışlardır. Sadece batı dillerinde hakkında yazılı eser sayısının bir hayli arttığı da bilinmektedir. Mücadelesi ve büyük idealleriyle bütün dünyaya örnek olan Atatürk, dost ve düşman bütün ülkelerin takdirini kazanmıştır sözlerine devamla O, bu mücadelesiyle Türk milletini yeniden dünya sahnesinin saygın bir unsuru haline getirirken aynı zamanda da bütün dünyaya örnek ve bütün insanlık onun ilkelerine saygı duymuşlardır. Kısaca; “Dünya milletleri arasınada huzur ve barış olmayınca bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurundan mahrum kalır” diyen Atatürk’ün evrensel barışa katkısı büyük olmuş ve genç Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan bölgesinde barış ve istiklal adası olma yolunda büyük gayretler göstererek tüm dünyanın takdirini kazanmştır. Çünkü onun ilke ve amaçları tamamen insanlığa hizmet için ortaya atılmıştır. Bu açıdan Atatürk’ün fikir ve düşünceleri bir ideloji bakımından incelenmelidir. Onun bu düşünceleri iyi bir tetkik edildiğinde, 21. Yüzyıla hitap ettiği ve bundan sonra da bir takım dünya ve ülke sorunlarının çözümünde öncülük edeceği açıkca görülür. Onun fikir ve düşüncelerini anlamak ve anlatmak ve hatta bir inkar edilemeyecek ideloji olarak tanıtmak bir insanlık görevi ve insanlığa hizmet olarak algılanmalıdır. Özellikle Atatürk’ün evrensel değerlerle örtüşen ilke ve fikirlerinin bilimsel düşünceye dayanan yötemlerle ele alınması Türkiye için olduğu kadar bütün dünya içinde büyük anlam taşımaktadır.
Böylesine büyük bir lider 10 Kasım 1938’de vefat etttiğde bütün dünya ülkeleri bizimle hemen hemen aynı üzüntüyü duymuş ve aynı acıyı paylaşmıştır. Ülke içinde olduğu kadar ülke dışında da bütün basın ve yayın organları onun ölümüyle ilgili yazılar yazmışlar, yorumlar yapmışlardır. Özellikle gerçekleştirdiği milli mücadelesini kendilerine örnek alan ülkeler, onun ölümünden en fazla etkilenler olmuştur.