BENİM BARO(M) SENİN BARO(N) – 1

17 Haziran 2020
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2866 defa okundu.
BENİM BARO(M) SENİN BARO(N) – 1

Her şey Diyanet İşleri Başkanı ile Ankara Barosu arasındaki eşcinseller temelli tartışma ile başladı. Ancak konu başka ve alakasız bir yere bağlandı. Baroların ve diğer meslek örgütlerinin düzenle(ştiril)mesi !
Bu gerilim sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barolar ve Tabip Odaları’nın yapılarının yeniden düzenlenmesi gerektiğine ilişkin “Ankara Barosu’nun ve aynı zihniyetteki yapıların Diyanet İşleri Başkanımız ile onun şahsında İslam’a yönelik fütursuz saldırıları”na değinerek meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili yeni bir düzenlemenin gerektiğini söyledi.
Akabinde Meclis’in ilk gündemlerinden birisi barolar ve meslek örgütleri oldu elbette(!) Henüz göremediğimiz, muhtemelen yasalaşana kadar da tam olarak göremeyeceğimizi zannettiğimiz bu teklif, takip edebildiğimiz kadarıyla, tüm meslek örgütlerine dönük çalışmanın bir parçası gibi gözükmekte. Bu teklif, avukatlar, hekimler, mühendisler tüm meslek örgütlerinin geleceğini, hatta farklı seslere, düşüncelere dizayn iradesi gibi gözükmektedir.
Anayasa 135. maddesinde ayrıntılı tanımlanan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, demokratik hukuk devletlerinde, demokratik yönetim ilkelerine aykırı her türlü uygulamaya karşı kamusal görevlerini yerine getiren baskı gruplarıdır. Siyasi partiler gibi demokrasinin gelişmesinde ve korunmasında, kamuoyunun oluşmasında etkin ve etkili olması beklenen demokratik kitle örgütleridir.
Meslek örgütlerinin anayasadan kaynaklı mevcut iktidarları oldukça rahatsız ettiği anlaşılan bu işlevi kimi zaman ilgili meslek odasının yönetim kurulu üyelerinin, kimi zaman ilgili odanın, baronun bir bütün olarak hedef haline gelmesine de sebebiyet verdi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Barolar, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Odaları, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı odaları, demokratik mücadele alanında, bağımsız muhalif yapıları ile muhalefet partilerinden bile daha etkili varlık gösterebilen örgütler olup bu yönleri ile iktidarlar için rahatsızlık kaynaklarıdırlar. Mesele özünde elbette Ankara Barosu’nun açıklaması veya Diyanetle olan gerilimi değildir. Mesele özünde meslek örgütlerinin anti-dem okratik olduğu düşünülen uygulamalar nedeniyle verdiği muhalif tepki ve beyanları ile iktidara verdiği rahatsızlıktır. Görünen o ki en büyük değişiklik seçim sisteminde değil, meslek örgütlerinin yapılanmasında, yasal haklarında yapılacak gibi olup, bu doğrultuda amaca ulaşabilinmesi için ise meslek örgütlerinin seçim sisteminin ise bahane edildiği anlaşılmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 90. maddedeki seçim sistemi düzenlemesine göre, adaylar aldıkları oyların sayısına göre sıralanır ve en çok oy alandan başlanmak üzere önce asıl, sonra yedek üye seçilmiş olanlar bu sıraya göre tespit edilir. Hayatın olağan akışı içerisinde aynı görüşü paylaşanlar genelde ortak listeler çıkarırlar. Seçmen de kendi tercihine en uygun gruba oyunu verir. Listede olup oy vermek istemediği adayın üzerini çizerek oy vermeme iradesini de gösterebilir. Bağımsız adaylar da olur. Yasada herkesin kendisini temsil etmesine engel bir düzenleme yok. Yaşanan tartışma ve düzenleme çalışmalarının kontrolü etkili şekilde ele almak isteyen iktidarın Baro seçimlerinde istediği başarıyı elde edememesi nedeniyle yeni bir arayışa girmesinin neticesi olduğunu görüyoruz.
(Devam edecek )
Av. Bülent DEMİRBAŞ
MHP eski İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkanı

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN