Makam Odam ve Makam Arabam Aykut Baş
Makam arabam ve makam odam… Önce hangisini derseniz deyin fark etmez dostlar…
Malumunuz son günlerin gündemden düşmez konusu Dolar-TL savaşı…
Bu savaşta şüphesiz hepimiz etkileniyoruz. Özelliklede sokaktaki dar gelirli vatandaş bu savaşı en şiddetli hissedenler….
Bu savaşta içimizdeki sözde vatanperver özde soyguncu üretici görünümlü kapitalizmin sömürücüleri zamları yapıştırıp savaşta halkı daha da zor durumda bırakmaktan geri durmuyorlar…
Hal böyleyken devletimiz de kamu harcamalarını kısarak devletin bol keseden savrulan parasını biraz olsun toparlayıp hazinede tutmaya çalışıyor…
Böyle bir ortamda benim aklıma gelen bir konuyu yazmak istedim. Makam Odaları ve Makam Arabaları. Neredeyse müdür vasfını verdiğimiz her adama bir oda ve bir makam aracı tahsis etmek devletimizin standartları haline gelmiş durumda. Ortalık siyah plakalı araçtan geçilmiyor.
Her müdüre araba her arabaya bir şoför mantığıyla vatandaşın toplanan vergisinin azımsanmayacak bir kısmı sırf makam sahiplerinin rahatı ve arabalarının yakıt masrafı olarak havaya savruluyor. Bununla yetinmeyip deri kapılar arkasında son derece lüks odalarda görev yapan bu makam zade abilerimizin odalarının dizaynı için harcanan parada göz ardı edilebilecek cinsten değil. Kamu kurum ve kuruluşlarında müdür odalarına şöyle bir baktığınızda sanırsınız küçük yavru saraycıklar görme şerefine nail oluyoruz…
BÖYLESİNE HOR KULLANILAN BİR PARA…
Ülkemizin yapması gereken yatırımlar ve vatandaşlarımızın eğitim ve sağlık gibi hayati öneme sahip ihtiyaçları için harcaması gereken paralar, makam odalarında ki ruhsuz ve gereksiz lüks mobilyalara yada arabalara harcanıyor.
Buradan sesleniyorum… Gelin bir yasa çıkartın. Makam odaları ve makam araçlarına sınırlama getirin. Öyle her müdüre makam aracı devrini bitirin. Makam odalarının dizaynında belirli bir miktarın üzerine çıkılmasını yasaklayın. Buna kaymakamları, valileri ve belediye başkanları da dahil edilsin. Bu ülkenin temsil edildiği yer Meclis ve Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Aşağıdaki vali ve belediye başkanı gibi yerel yöneticilerin üst makamlar gibi lüks içerisinde olması israftan başka bir şey değildir.
Bir değil iki üç makam aracı kullananların bu müsrifliğinin kesilmesi ile inanıyorum. Hazinemizde önemli derecede bir para kalacaktır. Bu para ile daha kaliteli bir eğitim sistemi daha yüksek kaliteli bir sağlık sistemi kurabilirz. Yatırımın insana yapılması gerektiğini unutup halen mobilyalara ve dış kılıfa yatırım yapmaya devam edersek. Yakın zamanda o mobilyaları kemirmeye başlarız.
Ha unutmadan bir de PR düşkünü arkadaşlar var. Bunlar yedikleri hurmaların malum sözdeki sonu olmasın diye reklama para basıp seçimlere kadar imajı düzeltme derdine girişmişler. Bunun içinde milli hassasiyetleri ve gündemde yer edinen popüler konuları kullanmakta pek mahirler.
İşte ben makam arabasını bıraktım artık şunu kullanıyorum, bunu kullanıyorum şeklinde açıklamalar ile satın aldıkları sözde gazetecilere kendilerini şişirici haberler yaptırıyorlar. Hatta ulusalda bile bu PR’cılar yer ediniyor kendilerine.
Geçenlerde böyle birine rastladım dostlar. Bu arkadaş son 2 aydır gazete ve TV’lerde haber sitelerinde kendine önemli derecede yer buluyordu. Ne yazık ki bu arkadaş yanımdan geçme şansızlığını yaşadı. Arkasından biraz bakıp gülümsedim. En başından beri işin içerisinde bir sinsilik ve basit bir PR çalışması olduğunu bildiğim bu davranışı yaklaşık 10 saniye sonra patladı.
Nasıl mı dostlar? Bu arkadaş geçi verdi yanımdan, onun gidişinin hemen ardı sıra bir son model araç da peşinden gitti. Takip ettim ve yanılmadığımı da gördüm. Kısaca medyada tasarruf ediyoruz diyen bu arkadaşı takip eden araç ya su yakıyor ya da makam aracı olmadığından yaktığı yakıt adamdan sayılmıyor. Ne diyeyim Allah milletimizin gözünü açsın. PR düşkünü ve görünen yüzünden başka ikinci bir yüzü olan adamlardan uzak tutsun.
BU YAŞADIĞIMI DA ÖRNEK OLSUN DİYE YAZIMA EKLEMEK İSTEDİM.
Eee bir klasik son cümlemiz var onu da deyip yazıya son noktayı koyalım. Malum uzatınca okurlarım pek sevmiyorlar.
Sürç-i Lisan Ettim İse Affola.