ARSLAN VEKİL TBMM GENEL KURULU’NDA AHİLİK KONUŞMASI YAPTI

25 Mayıs 2016
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
499 defa okundu.
ARSLAN VEKİL TBMM GENEL KURULU’NDA AHİLİK KONUŞMASI YAPTI

MRLL2648            Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Ahilik Haftası Nedeni İle Ahilik Konuşması Yaptı

Arlan vekil konuşmasında; “Her yılın mayıs ayının son haftasında kutlanan  ”Ahilik Ve Esnaf Bayramı” nedeniyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu nedenle parlamentomuzun siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlamadan evvel, bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde ve zatı alilerinin katılımıyla yapılacak olan kutlamalara önemli destekler sağlayan; gtb sn. Bülent Tüfekçi’ye, müsteşarımız sn. Cenap Aşçı’ya, Esnaf Ve Sanatkârlar genel müdürümüz Sn. Necmettin Erkan’a, TESK başkanımız sn. Bendevi Palandökene, TESKOB başkanı sn. Abdulkadir Akgül’e, Halk Bankası genel müdürümüz sn. Ali Fuat Taşkesenlioglu, merkez yürütme kurulunun değerli üyelerine, Kırşehir Valisine, belediye başkanına, yine Kırşehir esnaf odası ve sanayi ticaret odası başkanlarına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” İfadelerini verdi

“Kırşehir, Anadolu coğrafyasını vatan haline getiren çok sayıdaki manevi mimara ev sahipliği yapmış bir merkezdir. Ses bayrağımız olan Türkçe’mi, Anadolu’da dalgalandıran Yunus Emre, Âşık Pasa ve Gülşehri’ye ev sahipliği yaparken,  Diğer yandan, mana ikliminin sultanları olan Hacı Bektaş̧-ı Velî’ye, Şeyh Edebali’ye, Süleyman Türk Mani’ye de yurt olmuştur. Ve tabi ki, Ahiliğin kurucusu, 32 esnaf zümresinin piri olarak kabul edilen, pîr-i piren, aziz-i azizen Ahi Evran-ı Velî Sultan’a da ev sahipliği yapmıştır. Sözlerime başlarken, Dünya İnsani Zirvesi’nin Türkiye’de yapıldığı bugün, tüm Türkiye’nin Ahilik Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlarım.” diyerek ifadelerine devam etti

Değerli arkadaşlar,

“Ahilik, Anadolu’da yaşayan halkı, çeşitli meslek alanlarında hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir insanlık sanatıdır. Bu kurum, zamanla tüm Anadolu’da kabul görmüş bir sosyo-ekonomik düzen olarak Selçuklu ve Osmanlı’nın devlet felsefelerinin yapı taşlarından biri haline gelmiştir. Ancak, Ahilik, tarihimizde bıraktığı izlere ve taşıdığı manevi dinamiklere rağmen, günümüz Türkiye’sinde hak ettiği karşılığı tam manasıyla bulamamaktadır. Bu doğrultuda bir kaç noktaya temas etmek istiyorum.

Her şeyden önce, Ahilik, bir ekonomik felsefe ve model olarak düşünülmelidir. Ana akım iktisat bilimi, modern ekonominin 18.yy’da klasik iktisatla başladığını iddia eder. Bu model, vicdan sahibi kimseler tarafından şikayet edilen, şahsi çıkarları ön plana koyan, düzenlemeden ve denetlemeden yoksun neo-liberal politikaların da atası konumundadır. Diğer yandan, 13.yy’da ortaya konmuş ve ekonominin temeline, sosyal sorumluluğu, dayanışmayı ve liyakati koyan Ahilik Sistemi ise kendine ekonomi literatüründe yer bulamamaktadır. Bu sistem bu topraklarda uygulanmış mıdır? Uygulanmıştır. Bunu tarih yazmıştır.

Bu yüzden, her şeyden önce, birlikte ve dayanışma halinde büyüyebilmenin kitabının bu topraklarda yazıldığının bilinmesi ve  bilimsel olarak incelenmesi gerekmektedir. Hatta, bugün, liberal ekonominin atası Edım Simit, serbest ticaretin babası Deyvid Rika’da diye anılıyorsa, KOBİ’lerin ve kümelenmenin de üstadı Ahi Evran’dır denilebilmelidir.

Diğer mesele ise Ahiliğin günümüzdeki karşılığıdır. Ahilik Kavramı maalesef modern zamanın insanları tarafından, sadece tarihî görevini gerçekleştirmiş̧ ve yine tarihin sayfalarına gömülmüş̧ romantik bir düş olarak tahayyül edilmektedir. Ancak, Ahilik, bir masal ve kahramanlarının yeryüzünde uyguladığı bir sistem değildi. Toplumun, ihtiyaç duyduğu adaleti ve beraberinde getireceği huzuru sağlamak adına yine toplumun kendi dinamikleri içerisinden çıkardığı bir yaşayış biçimidir.

Zaten, Dünyada, günde 1 milyar insan yatağına aç giderken diğer yanda, 2 milyardan fazla obezite hastası varsa; Bir yanda çocukların artık ilkokulda kodlama dersi alması gerektiği tartışılırken, diğer yanda 230 milyon çocuk, iç savaşların ortasında kalıp, gelecek planları bile yapamıyorsa; Bugün, Ahiliğe, her zamankinden daha fazla ihtiyaç var demektir. Aslına bakarsak, dünyası gün geçtikçe daha kötüye giden insanlık da bunun farkında.

Bu doğrultuda bir çok STK ve gönüllü hareket yeterli olmamakla beraber, çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaları incelediğimizde, üzerinde mutabakata varılan sivilleşme, sosyal dayanışma, şeffaflık, denetlenebilirdik gibi kavramların tamamının Ahilik Kültürü’nce bize anlatıldığını görmekteyiz. Ticari alanda ise, tüketici haklarının korunması, toplam kalite, kayıt dışılığın denetimi, sermayenin dağılımı, haksız rekabetin önlenmesi, kooperatifçilik gibi modern kavramları, bire bir örtüşecek derece Ahilik Felsefesinde bulabiliyoruz. Mesela, günümüz yönetim anlayışlarında kullanılan “müşteri odaklılık” kavramı ile Ahilik felsefesinde kullanılan “müşteri velinimetimizdir” kavramının ifade ettikleri anlamlar eşdeğerdir.

Aynı şekilde, bugün uygulanan Ombudsmanlık yöntemi ile Ahilik Sisteminde uygulanan arabuluculuk ve hakem heyetleri kavramları aynı şeylerdir. Bu açıdan, patenti bize ait olan Ahiliği, maalesef, bugün, batı merkezli terimler ile yeniden öğrenmeye çalışıyoruz diyebilirim.  Bu yanlıştan kurtulmak için, her şeyden önce, bu kültürü, en iyi bizim yaşamamız gerekmektedir. Bunu başardığımız takdirde, bize ait olan değerlerin üzerine yenilerini eklemek zor olmayacaktır.” Dedi.

Değerli Arkadaşlar,

“Ahilerin degişmez prensipleri şunlardır:

Ahinin; alnı, kalbi, eli, sofrasi ve kapısı açıktır.

Ancak, Ahinin; dili, gözü ve beli bağlıdır.

Biz de Ahi şehri Kırşehir olarak;

Aydınlığa, hizmete, doğruluk ve dürüstluğe, sevgi ve saygıya açıgız.

Karanlığa, tembelliğe, aldatma ve yalana kapalıyız diyor,

Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyoruz.” Diyerek konuşmasına son verdi

 

 

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN