KİŞİLİK GELİŞİMİNDE ÇOCUKLARIN META PROGRAMI

7 Mayıs 2016
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
1796 defa okundu.
KİŞİLİK GELİŞİMİNDE ÇOCUKLARIN META PROGRAMI

mustafa kılınç resimÇocukların dünyaya geldikleri andan itibaren beraberlerinde getirdikleri kişilik özellikleri var mıdır? Çocuklar ailelerin çoğu zaman değiştirmek istedikleri, eleştirdikleri kişilik özelliklerinin temelini neyin oluşturduğunu NLP Uzmanları Dernek Başkanı Mustafa Kılınç ile konuştuk.

NLP Lideri Mustafa Kılınç; çocuklarımızın kişilik gelişimindeki en etkili dilimin ‘0–7’ yaş arasında olduğunun altını çizerek ‘aile ve çocuğun yetiştiği ortamın’ çocuğun kişilik yapısını oluşturan Meta Programların kodlanmasında çok önemli dedi.

Çocukların Kişilik Gelişiminde Meta Programın Rolü
Kişilerin davranışlarını, karar vermelerini, inanç ve değerlerini oluşturan kalıplara META PROGRAMI diyoruz. Kişilerin Meta Programlarını bilmek, onların karar verme, eyleme geçme, motive olma noktalarını bilmenizi sağlar.

Çocuklar kişilik oluşumlarına doğru ilerlerken güven, başarı, motivasyon, hedef, sorumluluk alma, ilişki ve iletişim kurma, sosyal ortamlarda etkili–etkisiz olma noktasında ‘iki grup’ ‘META PROGRAM’ oluştururlar. Oluşturulan Meta Programın temeli aile, çevre etkileşim alanları ve kişilerin davranış kalıplarına göre kendisini gösterir.

İçsel Referans ve Dışsal Referanslı Çocuklar
Bilmenizi isterim ki; çocuklar kişilik gelişimi sürecinde ‘İçsel Referanslı Meta Program’ ya da ‘Dışsal Refaranslı Meta Program’ olmak üzere İki programa sahip olabilirler. İçinde bulundukları meta programına göre çocukların özelliklerini şöyle belirtebiliriz.

Meta Programına Göre
İçsel Referanslı Çocukların Özellikleri

İçsel Referasnlı çocuklar, kendi kendilerine konuşma davranışında bulunurlar. Bazen içsel konuşmaların yerini yüksek sesle konuşma alabilir. Sanki bir arkadaşıyla konuşuyormuş gibi konuşurlar.

Harekete geçmek ya da birşeyler yapmak için dışsal uyarıcılara ihtiyaç duymazlar. İçsel olarak karar verip eyleme geçerler.

Dışsal çevreden gelen motivasyon ve takdir etme çabaları, bu çocuklarda işe yaramaz. Onları motive eden şey kendi içsel dünya ve kararlarıdır.

İçsel Referanslı çocuklar, çok fazla uyaranın olduğu ortamlara girmekten hoşlanmazlar. Gürültü ve fazla kalabalık ortamlardan kaçarlar. İlgi alanlarına giren şeylerle uzun süre zaman geçrimek isterler. Hızlı bir şekilde daldan dala geçmekten kaçınırlar.

İçsel Referanslı çocuklar, kendi bağımsızlıklarına düşkün olurlar. İçinde bulunduğu çevre onların özgürce davranmalarına olanak vermiyorsa huzursuz olurlar.

İçsel Referanslılar bağımsız çalışabildikleri gibi, grup halinde de çalışabilirler. Grubun büyük olması motivasyonlarını düşürürken, grubun küçük ve istediği kişilerden oluşması ‘Motivasyon Barometresini’ yükseltir.

Tek başlarına kalmak ve yazmak içsel referanslı çocuklara huzur ve yeterlilik hissi verir.

Duyu organlarıyla ve bedensel zeka becerilerine yönelik uğraşlar içsel referanslı çocukların metasında vardır.

Okumak, Tek başına oynanan aktif oyunları kendi içsel dünyasındaki rol modelleriyle paylaşmak yaratıcılığını geliştirir.

Zamanın büyük bir bölümünü ‘kendi odasında’ Tek başına geçirmek içsel referanslı çocuklara huzur verir. Kendilerini güvende hissederler.

Sürekli içsel sesleriyle iletişim halinde olduklarından çoğunlukla anne–baba ve arkadaşlarını duymazlar.

İyi birer dinleyici olamazlar. Odaklanmada sorun yaşarlar ve çok sık odaklanma sorunu yaşarlar.

İçsel Referanslı çocukların, bir bölümünde özgüven eksiklğine bağlı olarak kaygı ve utangaçlık sorunu yaşanır.

Özgüveni tam olmasına rağmen Tek başına kalmak isteyen, hedefine odaklanan içsel referansa sahip çocuklarda mevcuttur.

İçsel Referansa sahip çocuğun özgüvenli olup olmadığını anlamak istiyorsanız yapmanız gereken şey çocuğun söylemleri ile yaptıkları arasındaki uyum ya da uyumsuzluktur.

Söylemlerde davranışlar uyumlu ise ‘Özgüvenli’ uyumsuz ise özgüven sorunu vardır. Çünkü içsel referanslı çocuklarda harekete geçmeyi sağlayan şey dışsal faktörler değil, içsel duygu kalıplarıdır. Güven duygusu dışarıdan gelmez. Öncelikle içten gelir ve dışa doğru açılır.

İçsel Referanslı çocukları, eyleme geçirmek ve motive etmek istediğinizde; “Senin de bildiğin gibi – Bunu ancak sen yapabilirsin – Bunun böyle olduğunu içsel sesinde onaylayacak” vb. gibi kalıpları kullanırsanız istediğinz sonucu alırsınız.

Meta Programına Göre
Dışsal Referanslı Çocukların Özellikleri

Dışsal Referanslı çocuklarıni dış dünya ile iletişim ve ilişkileri oldukça iyidir.

Grup ortamları, etki ve etkileşimli ortamları severler.

Uzun soluklu çalışma ve projelerde genellikle çabuk sıkılırlar. Kendi başlarına kalmayı sevmezler.

Anne–Baba ve arkadaşlarıykla paylaşımda olmayı severler.

Aynı işleri sürekli tekrar tekrar yapmak istemezler. Onun için öğretmenler ve Anne–Babaların oldukça sabırlı olması gerekir.

Ders ve öğrenme ortamlarında yazma yerine konuşarak, tartışarak ve soru cevap şeklindeki öğrenimlerde başarılıdırlar.

Yaptıkları her iş ve eylemi onaylanmak amacıyla başkalarına göstermek ve geri bildirm almak ihtiyacı duyarlar.

Dışsal Referanslı çocukların enerji seviyesi yüksektir.

Tek başına çalışmak yerine ‘Grup Çalışmaları’ yapmak, anlatmak ve dinlemek onlar için keyif vericidir.

Dışsal Referanslı çocukları, eyleme geçirmek ve motive etmek için; sürekli olarak ‘onaylamak’ durumundasınız. Bekledikleri onayı almadıklarında ‘motivasyon dürtülerini kaybedip’ içsel kapanma ve içerleme davranışına bürünürler.

Dışsal Referanslı çocukları, harekete geçirmek istediğinizde mutlaka onaylamalı ve eyleme geçirici kelimeler kullanmalısınız.

Dışsal Referanslı çocuklar, olumlu geri bildirim aldıkları sürece ‘Grup’ aktivitelerinden keyif alır ve hoşlanarak yaparlar.

İçsel Referans ve Dışsal Referanslı Çocuklarda
Aile Davranışı Nasıl Olmalı

Çocuğun İçsel Referanslı ya da Dışsal Referanslı olmasının tek başına bir önemi yoktur. Anne–Babalar çocuklarında gözlmededikleri Meta Programa göre ‘DENGE’ yi kurmak ve çocuklarındaki Meta Programın dengeli olarak gelişimini sağlamak durumundadırlar.

Güçlü içsel referanslı olduklarında: Çocuğunda güçlü ‘içsel referans’ olduğunu gözlemleyen Anne ve Babalar, çocuklarını ‘Tek Başına’ olmaktan çıkarıp, grup ve dışsal faktörlere uyumlu hale getirmeleri ve içsel sesleriyle yalnız kalmalarına izin vermemelidir. Sadece kendi düşündüğü değil, başka insanlarında görüşlerine açık olmaları gerektiğini vurgulamalıdır. Kısmen bazı olaylarda ‘Onaylama’ işlemi yaparak baskın olan içsel referansın yerine ‘dışsal referansı’ da kullanmaya yönlendirmelidirler.

Güçlü dışsal referansa sahip olan çocuklarda: Çocuğunda güçlü ‘dışsal referansa’ sahip özellikler gören Anne–Babalar, çocuklarını onaylamaktan hemen vazgeçmelidirler. Çocuklarının kararsızlık anlarında onlara yön göstermekten uzak “Bu senin kendi kararın olmalı – Bu kouda sen kendini yeterli hissedebilirsin” gibi ifadeli kullanarak çocuğun ‘onaylanma’ ihtiyacına karşılık vermemelidirler. Çocuklarının hep dışsal faktörlerle birlikte olmalarından ziyade Tek başlarına bırakma, karar vermelerini sağlama gibi davranış kalıplarını kullanarak dışsal referans noktasından içsel referans noktasına doğru gelmelerine yardımcı olmak aileler için bir lük değil, olmazsa olmaz bir gerekliliktir.

Dengeli Olmak
Aileler kişilik gelişimi yolculuğunda çocuklarındaki içsel referans ve dışsal referans davranış kalıplarındaki dengeyi sağlayamadıklarında; kararsız, onay peşinde koşan, özgüven sorunu olan, kendi kendine kavga eden, sadece konuşan, ancak iş konuştuklarını yapmaya geldiğinde ise harekete geçemeyen, geçmişinden kopamayan, sürekli geçmişin ve gelecekteki şüphelerin düşünce kodundan çıkamayan bir çocuk yetiştirirler. Tek başına hiçbir meta program iyi ya da kötü değildir. Onları başarılı hale getiren kişilerin içsel ve zihinsel barkodlarındaki uyumdur.

Denge Sağlanmamışsa
Çocuklarının kişilik gelişimlerinde gerekli dengeyi sağlayamayan Anne ve Babalar çocuklarından bekledikleri başarı, güven, motivasyon, sorumluluk gibi davranışları bulamazlar.

Suçlamak Sorunları Çözmez
Çocukların kişilik gelişimleri sonucunda istediğini bulamayan Aileler, genellikle çocuklarının ‘Kendileri gibi olmadığı’ ‘Sorumluluklarını yeterince yerine getirmediği’ ‘Kendine güvenmedikleri’ için suçlamayı tercih ederler oysaki Anne ve Babalar bilmelidirler ki; çocuklarının davranış kalıbı ‘BİLİNÇALTI BARKOD’ olarak kodlanmıştır. Ne kadar suçlarsanız suçlayın, ne kadar söylerseniz söyleyin hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz. Böyle durumlarda meta programların yeniden çerçevelendirilip bilinçaltına kodlanması gerekmektedir.

Dengeli Meta Program = Geleceğe Giden Yol
Çocuklarda içsel referans ve dışsal referans meta programlarının dengeli olması geleceğe giden yolda; Karar verme, Özgüvenli olma, Sakin ve Uyumlu olma, Etkin ilişki ve iletişim kurma, İyi bir dinleyici olma, Motivasyonlu olma, Sorumluluk alma ve Hedef belirleyebilme, Düşüncelerini ve Duygularını yönetebilme gücüne sahip olma imkanı verir.

Bilenizi isterim ki;
“Ebeveynlerle çocukları arasında çekişmelerin ana nedeni; anne ve babaların beklentilerini gerçeklşetirmede başarısız kalan çocukların duydukları kızgınlıktır.”
M. Kılınç

Sizde çocuğunuza geleceğe giden yolda güven ve başarı vermek istiyorsanız dengeli olun, dengeyi kurun. Çünkü

“Ebeveyn olmak bir yetişkinin üstlenebileceği en derin sorumluluktur.
M. Kılınç

Röportaj: Editör
NLP Haber

 

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN