“Sandığa Bilinçli Bir Şekilde Gidelim” diyen Mustafa Hakan Ünser’den;
Kırşehir Halkına Mektup!
İYİ Parti Kırşehir 27. Dönem Milletvekili Adayı Mustafa Hakan Ünser seçim öncesi Kırşehirlileri bir kez daha bilgilendirmek adına Kırşehirlilere bir mektup yazdı.
Duruşu, vizyonu ve misyonuyla halkın sempatisini kazanan İYİ Parti 27. Dönem Milletvekili Adayı Mustafa Hakan Ünser’in Kırşehirli Hemşehrilerine yazdığı mektupta şu açıklamaları kaydetti; “Size bu mektubu engelleri aşa aşa büyüyen, gelişen, Türkiye’ye umut olan bir siyasi partinin kurucusu, Genel Başkan Danışmanı ve milletvekili adayı olarak, seçim dönemi mücadelemiz sürerken yazıyorum. Bütün koşturmacanın, terbiyesiz, ahlaksız ve hukuksuz saldırıların ortasında, seçimler gerçekleşmeden evvel hem size son defa hitap etmek, hem de tarih karşısında bir Türk milliyetçisi olarak şahitlik etmek istiyorum.
16 yıl boyunca yapılan her türlü haksızlık, adaletsizlik, yolsuzluk ve terbiyesizlik o kadar pişkince görmezden gelindi ki, sıradanlaştı. Sıradanlaşsın da, unutalım diye uğraşıyorlar. Fakat ben milletimize yapılan fenalıkları unutmadım. Sobada yakacak odun, karınlarını doyuracak ekmek bulamadığı çocuklarının eline, üşümesinler diye saç kurutma makinesini tutuşturup, içeri odada kendini asan Emine Akçay’ı unutmadım. Yerin metrelerce altında ekmek parası için can veren madencilerimizin ardından “kader” diyenleri, “güzel öldüler” diyenleri unutmadım.
Askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyenleri unutmadım. Cemaat devlete sızmış, buna kargalar bile güler diyenleri unutmadım. Fethullah Gülen’e selam yollayanları unutmadım. Habur’da teröristin ayağına mahkeme götürenleri unutmadım. Kandil’e selam yollayanları unutmadım.
Bizim çocuklarımıza yapboza çevirdikleri eğitim sistemini reva görürken, kendi çocuklarını yurtdışında okutanları unutmadım. Fakir aile ziyareti diye dalga geçen bakanları, millet evine ekmek götüremezken israf dolu sofralar kuran saray sakinlerini unutmadım. Elinize oy pusulasını aldığınızda, bunları hatırlayın. Sizi korkutmak istediklerini anlayın. Korkması gerekenin siz değil, onlar olduğunu görün. FETÖ’ye ihale veren, PKK’ya heyet gönderen siz miydiniz? Dünyanın yarısıyla aramızı siz mi bozdunuz? 4 milyon Suriyeli’yi ülkemize siz mi getirdiniz? Hayır, bırakın onlar korksun, siz unutmayın yeter. Seçimlere giderken iki sorumuz var: Madem her şey çok iyiydi, biz niye seçime gidiyoruz? Madem her şey kötü, seçimle bu düzeltilecek; niçin iktidar partisine oy verelim?
Bu sorulara cevap veremeyen iktidar partisinin, yangından mal kaçırır gibi erken seçime gitmesinin nedenleri var. En büyük neden de, uluslararası güveni kaybetmiş olmasıdır. Neden Londra’ya heyetler gidiyor sanıyorsunuz? Küresel tefecilerden borç dileniyorlar. Fakat kimse borç vermiyor. Ekonomimiz can çekişiyor. Bütün bunların üzerine, Erdoğan gerçeklerle alakasını tamamen koparmış, hayal ürünü iddialar ve hamlelerle Türkiye’yi
daha da gülünç duruma düşürüyor.
Türkiye’yi ancak akılcı, uzlaşmacı, kendi cebini değil vatandaşın geleceğini ve refahını düşünen bir hareket önümüzdeki ekonomik krizden kurtarabilir. Türkiye’yi dalga geçilen bir kabile devletine dönüştürenlerin elinde kalmaya devam edersek, uğrayacağımız yıkımın etkisi yıllar sürecek.
Önümüzdeki seçim, yetersiz iktidarı barışçıl ve demokratik yollardan gönderebilen tek Müslüman ülke olan Türkiye’nin, Mısır, Suriye, Irak ayarında bir ülkeye dönüşüp dönüşmeyeceğine karar vereceğimiz bir seçim. Deli saçması görüşlerin peşine takılan, ikide bir aldatılan, kandırılan bir Cumhurbaşkanı ve onun sonsuz yetkilerle donatılması, akıbetimizin Suriye olması için atılacak ilk adım olacak.
Sizden sandığa bunu aklınızda tutarak gitmenizi ve tekrar, korkmamanızı rica ediyorum.” (Haber: Didem CEYLAN)