Önümüzde koskoca bir yıl var. Umutlarıyla, güzellikleriyle bazende kötü yanlarıyla koskoca bir yıl. Peki bu önümüzdeki yıldan beklentilerimiz neler. Sizin kişisel beklentileriniz nedir bilmiyorum ama güzel dilekleriniz kabul olur inşallah.
Benim gönlümden geçenler ise;
Öncelikle şu terör belasından kurtulmayı istiyorum. ikinci büyük sıkıntımız farkında bile olmadığımız ama terörden daha tehlikelisi trafik terörüdür. İnsanımızın en büyük zafiyeti bu.
Yolların çift olması, kavşakların düzenlenmesi ve diğer düzenleme çalışmaları yapılmasına rağmen trafik kazalarında önemli bir düşüşe sebep olmadı. Çünkü Trafik kazalarının sebebinin % 98’i insan kaynaklı. Kurallara uyulmuyor. Sanırım cezalar caydırıcı değil.
Trafik bilinci, ilk yardım bilinci, iş güvenliği bilinci henüz milletimizce gereğince uygulanmıyor. Ancak başa gelince farkına varılsa da zaman içinde yine unutuluyor. Kaçımız trafik levhalarının adını ve manalarını biliyoruz. Lütfen yaya geçitlerinde yayalara yol verelim. Geçiş önceliğine uyalım. Yol benim deyip son sürat gitmeyelim. Sürat limitlerine uyalım. Kurallara uyalım, uymayanları uyaralım.
Şehirlerimiz arabaların istilasında belediyelerimiz lütfen park alanlarını süratle oluşturmalı. Bu parklar ücretsiz olmalı ki vatandaş yol kenarını değil, park yerlerini tercih etsin; değil mi?
Deprem, sel veya diğer afetlerde nasıl davranmalıyız? Kaçımız biliyor. Birisi yere yığılsa kalsa kaçımız ilk yardım yapabilir. 112’ye anında haber verip, hastanın durumunu ve yerimizi tarif edebilecek kaç kişimiz var.
Yıllarca geleceğimizi kendimiz yok ettik. Ormanları kesip, ağaçları kesip, çarpık yapılaşan şehirlerimizle yaşam alanlarımızı katlettik. Daha küçücük tutulması yasak olan balıkları avlayarak balık neslini katlettik. Toprağımıza inanılmaz miktarda kimyasal gübre ve ilaçlama yaparak topraklarımızı katlettik. Sağa sola çöp, poşet, pil, ve kimyasalları dökerek çevremizi kirlettik. Doğal yiyeceklerimizi bırakıp ketçap mayonez hamburger pizza yiyerek cola ve benzerlerini içerek sağlığımızı kaybettik. Tedbirlerimizi almayıp bacalardan zehir saçarak havamızı kaybettik. Farkında mısınız? Kar bile yağmıyor. Mevsimler kurak geçiyor. Su kaynaklarımız yok oluyor.
Kanunları işimize geldiğince uyguluyoruz. Önümüzdeki sene için işverenlerin işçi çalıştırmada uygulanacak olan bir sizden bir bizden kampanyası güzel bir uygulama ancak detaylarını bilmiyorum ama mevcut işçilerini çıkarıp, yeni işçi alarak bu kampanyadan faydalanmak isteyen uyanıklar olabilir. Bu yüzden mevcut işçilerini çıkarıp yeni işçilere için bu parayı almak isteyenlere kanuni engel mutlaka koyulmalı. Yoksa işsizliği önleyen bir paket olmaktan çıkar. Sadece işverene parasal destek şekline dönüşür ki! Asıl plan işsizliği önlemeye çalışırken işverenin yükünün bir kısmını devletin üstlenerek işverenin bir basamak üste çıkarken elinden tutarak yukarı çıkışını kolaylaştırmaktır.
Bu arada hırsızlığın cezasının artırılması gerekli. Gasp için verilen ceza ağırlaştırıldığı için gasplar azaldı; darısı hırsızlığın cezasının caydırıcı bir hale gelip hırsızlığın önüne geçmek lazım.
Lütfen hayata bakarken önce toplumsal bakıp, yarınlara ümitle bağlanmak için çok çalışarak, sağlıklı huzurlu ve mutlu olmanın zevkine varalım.
Okuyalım daha çok okuyalım. Yüce Allah’mızın ilk ayetini hakkıyla yerine getirelim. Yarınlara umutla bakalım. Her zaman dediğim gibi
” MuTLu oL, MuTLu KaL, MuTLu eT – NaR-ı aŞK & Uğur böceği
Kadına, çocuğa mazluma şiddet uygulamayalım. Sevgiyle saygıyla birbirimize bakalım. Yaşlılara saygı, küçüklere sevgiyle bakalım. Gözlerimizdeki mutluluk ışığını çevremize saçalım. Mutlu neşeli bir yıl dilerken sizleri, Meral & Zuhal’in ”Param yok, pulum yok” şarkısının güzel sözleri ile başbaşa bırakıyorum.
Dünyada dert çok ömür kısa
Hayatta zevk yok aşk olmasa
Param yok, pulum yok
Malım mülküm olmasın, ziyanı yok
Aşk dolu; şu kalbim
İşte budur; benim servetim
Kesem boş, hayat hoş
Aşktan başka; bu dünyada herşey boş
Kısmetim bu benim
Sevgim var ya ben de zenginim
Gelmedin bekledim
Senden başka hiçkimseyi sevmedim
Aşkın tek ümidim
Sevgim benim, bütün servetim
NiCe MuTLu YıLLaRa
